|
hapsetme
|
 |
« : 19 Mays 2009 - 00:22:17 » |
|
Demir Eksikliði: Süt demir yönünden çok fakirdir. A.B.D Günlük Tavsiye Edilen Deðerleri almak için bir çocuðun günde 31 litre süt içmesi gerekir. Süt ayrýca vücudun depoladýðý demiri kullanarak baðýrsaklardan atýlmasýna sebep olur.
Þeker Hastalarý:Diyabetik 142 çocuk üzerinde yapýlan güncel bir araþtýrmada inek sütü proteinine karþý hepsinin vücudunda yüksek oranda antitoksin üretildiði görülmüþtür. Bu antitoksinlerin pankreasta insülin üreten hücreleri yok ettiði sanýlýyor.
Kalsiyum: Lahana gibi yeþil ve geniþ yapraklý sebzeler en az süt kadar hatta ondan daha iyi kalsiyum kaynaklarýdýr.
Yað oraný: Kaymaðý alýnmýþ olanlar hariç, süt ve süt ürünlerinin yað seviyesi yüksektir.
Zehirleyici maddeler: Süt çoðunlukla aþýrý D Vitamini yüklemesi ve antibiyotiklerle zehirlenir. Yakýn zamanda test edilen 42 süt örneðinden sadece %12'si istenen D Vitamini oranýna sahipti. On çocuk sütü örneðinden yedisi, etiketinde yazan D Vitamini miktarýnýn iki katýndan fazla, bir tanesi etiketinin dört katýndan da fazla D vitamini içeriyordu.
Laktoz: Asya ve Afrika kültürlerinden gelen bir çok kiþi süt þekeri laktozu hazmedemezler ve bu yüzden ishal ve gaz sorunu yaþarlar. Laktoz þekeri hazmedildiðinde, katarakt ve yumurtalýk kanseriyle iliþkilendirilen daha basit bir þeker türü galaktoz meydana çýkar.
Allerji: Süt gýda zehirlenmelerinin en baþta gelen sebebidir. Sýk sýk zehirlenme belirtileri göze çarpmaz yada bazen süte baðlanmaz.
Kolik: Süt proteinleri her beþ çocuktan birisinin yakalandýðý hazýmsýzlýk sorunu kolik'e yol açar. Süt içen anneler, emzirdikleri bebeklerine inek sütü proteinlerini geçirebilir.
Bu bilgiler www.european-vegetarian.org sitesinden alýnmýþtýr
Fazla Sütün Çocuða Zararlarý
Aileler tarafýndan fark edilmeyen, ancak her iki çocuktan birinde görülen demir eksikliðinin, beyin geliþimi ve öðrenmeyi olumsuz etkilediði vurgulandý.Kocaeli Üniversitesi Týp Fakültesi Çocuk Hastalýklarý Anabilim Dalý öðretim üyesi Doç.Dr.Nazan Sarper, yaptýðý açýklamada, çocuklarýn, büyüme çaðlarýnda demire çok fazla gereksinimleri olduðunu söyleyerek, çocuklarýn günde yarým kilodan fazla süt içmesinin demir eksikliðine baðlý kansýzlýk ve diþ çürümelerine neden olduðunu belirtti.Çocuktaki demir eksikliðinin en önemli nedenlerinin anne sütünü yeterince alamamasý ve et tüketmemesi olduðunu ifade edildi.Süt içerek kalori ihtiyacýný alan çocuk yemek yiyemiyor ve bu da düzensiz beslenmesine neden oluyor. Anneler yemek yemeyen çocuðunu sürekli süt vererek tek yönlü besliyor, çünkü bu annenin kolayýna geliyor.Çok fazla süt, ayný zamanda (biberon çürüðü) denilen diþ çürümelerine neden oluyor.
AÝLELER FARKETMÝYOR
Demir eksikliðine baðlý kansýzlýk özellikle 6 ay ile 2 yaþ arasýnda ve ergenlik döneminde çok sýk görülüyor..
Aileler tarafýndan fark edilmeyen, ancak her iki çocuktan birinde görülen demir eksikliði, beyin geliþimi ve öðrenmeyi olumsuz etkiliyor.Kalbin çalýþmasýna da zararý dokunan demir eksikliði,çocukta bitkinlik,yorgunluk ve aþýrý huysuzluk yapýyor. Bu durumda olan ve gece uykularý düzensizleþen çocuk sýk hastalanýyor ve öðrenmede zorluk çekip,derslerinde baþarýsýz görülüyor.Çocuðun aðrý ve sancýsý olmadýðýndan, aileler durumu fark edemiyor.Aile tarafýndan kanýksanan ve normal görülen bu durum, yüzü soluklaþan çocuðun doktora götürüldüðünde ortaya çýkýyor.
Kansýzlýðýn tedavisi çok basit ve zahmetsiz. Önerilen beslenme diyeti ile zamanýnda ve yeterli dozda alýnan ilaçlar, çocuðu 1 ya da 2 ayda normale döndürebiliyor.
Eðer süt çok faydalýysa neden hakkýnda bu kadar çok tartýþma var?
1950'li yýllarda uluslararasý yardým kuruluþlarý milyonlarca ton ihtiyaç fazlasý sütü dünya çapýnda daðýtmaya baþladý. Sütü içenlerden kramp, ciddi gaz sancýlarý ve ishal çektiklerine dair pek çok þikayet aldýlar.
Uyuþmazlýk 1965'te Johns Hopkins Týp Okulu'ndan araþtýrmacý bir doktor grubunun sütü içtikten sonra ýstýrap çekenlerin sütte bulunan kompleks bir þekeri, laktozu sindiremediklerini keþfetmeleri ile son haddine vardý.
Sütün içindeki büyük, kompleks þeker molekülleri basit þekere indirgenmeden ince baðýrsaðýn duvarýndan geçemez. Bu transformasyonu laktaz enzimi saðlar.
Laktaz genellikle bütün genç memelilerde bulunur ama memeliler yaþlandýkça pek çoðu laktaz üretme kabiliyetlerini kaybederler: "laktoz hassasiyeti" yaþarlar. Bu sonuçlardan sütün yetiþkinlere deðil, sadece bebek memelilere uygun olduðu fikri çýktý.
Araþtýrmacýlar pek çok yetiþkin insanýn bir bardak soðuk sütü içmekte güçlük çektiðine iþaret ederek düþüncelerini kuvvetlendirdiler. Kuzey Avrupalýlarýn en az laktoz hassasiyeti çekenler olmalarýný da dikkate aldýlar. Bundan dolayý bazý antropologlar açýk derili olmakla süt içebilmenin iliþkili olduðunu ve Kuzey Avrupa genetik yapýsýnýn dýþýndaki insanlardan süt içmelerini beklemenin mantýksýz olduðuna vardýlar.
Fakat bu varsayým bin yýllar boyunca süt içen Afrikalý Masai çobanlarýný ve Hindistan'daki insanlarý nasýl açýklar? Açýklamanýn bir kýsmý sütün nasýl tüketildiði ile ilgilidir.
Masailer sütü inekten taze ve sýcakken içerler. Hindistan'ýn itibarlý tradisyonel týp incelemesi Ayur Veda, direkt inekten alýnan sýcak sütün nasýl güç verdiðini ve gerçekte sindirimi uyardýðýný ama soðuk sütün romatizma, mafsal iltihabý ve Johns Hopkins araþtýrmacýlarýnýn da fark ettiði gibi toksik gaza sebebiyet verdiðini açýklar.
Deðinilmesi gereken ilginç bir nokta da Hindistan'da laktoz hassasiyetinin gerçekten hiç duyulmamasýdýr. Bu durum, kesinlikle Hindistan'da sütün önce kaynatýlmasý, sonra çok sýcakken tüketilmesi ve hep þeker ile tatlandýrýlmasý nedeniyledir. Sütün kaynatýlmasý proteinleri indirger, bu sayede kolay sindirilir. Batýda, süt pastörize edilir ama kaynatýlmaz. O da homojenleþmiþtir ve insanlar soðuk içerler.
|
