Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /home/mslidost/public_html/forum/Sources/Load.php(225) : runtime-created function on line 3
KEÇÝ SÜTÜ
26 Kasm 2024 - 15:42:39 *
Merhaba, Ziyareti. Ltfen giri yapn veya ye olun.

Kullanc adnz, parolanz ve aktif kalma sresini giriniz
Google
Duyurular: Güncel Ms Bilgilerine Doktorlarýmýzdan bölümünden ulaþabilirsiniz...
 
   Ana Sayfa   Yardm Oyun Ara Giri Yap Kayt  
Sayfa: [1] 2   Aa git
  Yazdr  
Gnderen Konu: KEÇÝ SÜTÜ  (Okunma Says 25750 defa)
0 ye ve 10 Ziyareti konuyu incelemekte.
oslem
Yönetici
*****

Teþekkür Sayýsý 6
Offline Offline

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Says: 3192


« : 21 Mays 2012 - 12:53:41 »

   MS hastasý karýsýný keçi sütü ile tedavi ettÝ

BURSA’daki iþyerini kaparak, MS hastasý eþi, 42 yaþýndaki Halime Demir için Keles Ýlçesi’ne yerleþen 46 yaþýndaki Zafer Demir, keçilerden saðdýðý sütü içirdiði eþinin tedavi yönteminde baþarý elde ettiðini söyledi.

Bursa’da yapý dekorasyonu alanýnda çalýþan Zafer Demir’in eþi Halime Demir, beyin ve omurilikte görülen beyin, görme, konuþma, yürüme gibi fonksiyonlarý üzerindeki kontrol kabiliyetini bozan, kýsa adý ’MS’ olan, Multipl Skeloz hastalýðýna yakalandý. 3 çocuk annesi Halime Demir’e bu taný, 2007 yýlýnýn mart ayýnda görme kaybý nedeniyle gittiði hastanede doktorlar tarafýndan konuldu. Doktorlar, "Hastalýðýmýn tedavisi var mi?" diye soran Halime Demir’i, "Kesin tedavisi yok. Ancak, atak önleyici iðne kullanabilirsin. Bu ilaçta Ýsrail’de üretiliyor ve 3 aylýk maliyeti 7 bin TL civarýnda. SGK bunu karþýlýyor" diyerek iðnenin ismini yazýp evine gönderdi.

Zafer Demir, doktorlarýn koyduðu teþhisi öðrenince neye uðradýðýný þaþýrýrken eþine psikolojik destek aldýrdý, ardýndan tedavi ile ilgili araþtýrma yaptý. Kelesli olan Zafer Demir bir süre önce, Amerika’da yaþayan ve izne gelen akrabalarýndan, Amerika’da keçi çiftlikleri olduðunu, bu hayvanlardan saðýlan sütlerin, þoklama ile paketlendiðini doktorlarýn bunlarý ilaç olarak reçeteye yazdýðýný öðrendi. Anne sütüne en yakýn sütün keçi sütü olduðunu, çaresiz olarak nitelendirilen birçok hastalýða iyi geldiðini öðrenen Zafer Demir, Keles’e yerleþti ve eþinin tedavisi için evinde keçi beslemeye karar verdi.

Bursa’da bulunan iþyerini 2009 yýlýnda kapatan Demir, dað ilçesi olarak bilinen Keles’te atýl durumda olan evine eþi ve çocuklarý ile yerleþti, çocuklarýnýn okul kaydýný ise Keles’te ki okullara aldý. Burada 7 keçi, 40 koyun, inek alan Demir, hayvanlarýna baþladý. Demir, keçilerden saðdýðý sütleri özelliði kaybolmasýn diye bir kaç dakika içersinde karýsýna içirirken, koyun ve ineklerden elde ettiði sütü de satarak gelir elde etti.

ATAKLARDAN KURTULDU ÝLAÇLARINI KESTÝ

Daha önceden sýk sýk yaþadýðý ataklarý 2010 yýlýnda kesilen Halime Demir, ilaçlarýný da kullanmadý. Keçi sütünün çaresiz birçok hastalýða iyi geleceðini daha önce duyduðunu þimdi ise yaþadýðýný söyleyen Zafer Demir, þöyle dedi:

"Saðdýðým taze keçi sütünü karýma aç karnýna kaynatmadan içirdim. Daha önce tedavisi olmaz denilen MS hastalýðýný yendik. Ýlaç kullanmýyoruz. Hayatým deðiþti. Þu anda dünyanýn en mutlu ailesi biziz."

KEÇÝ SÜTÜNÜN FAYDALARI ÇOK FAZLA

Laktoz oraný bakýmýndan yüksek proteinlere sahip olan keçi sütünün, deðerli besin ögeleri içerdiði biliniyor. Keçi sütündeki yað asitlerinin bazý rahatsýzlýklara iyi geldiðini söyleyen uzmanlar, bu sütün organizmada iltihaplanmayý önlediði gibi diþ ve kemik geliþimi için de iyi bir kalsiyum kaynaðý olduðunu açýklýyorlar. Doðal homojenize olan sütün, vitamin A, fosfor, magnezyum ve selenyum miktarý açýsýndan anne sütüne en yakýn süt olduðunu bildiren uzmanlar, þu bilgiyi verdi:

"100 gram anne sütünde kalsiyum oraný 32, inek sütünde 119, keçi sütünde 134 miligramdýr. Keçi sütündeki bakteri miktarý ve yað oraný diðer hayvanlardan daha azdýr. Laktoz oraný bakýmýndan yüksek proteinlerine sahip olmasý nedeniyle keçi sütü deðerli besin ögelerini içeriyor. Yeni doðan bebekler, anne sütü alamadýðý dönemlerde ihtiyaç duyacaðý besin elementlerini en iyi keçi sütünden alabilir."

Keçi sütünden yapýlmýþ ürünlerin Avrupa’da "özel saðlýk marketlerinde" özel fiyatlarla satýldýðýný ve bebeklere anne sütünün alternatifi olarak verilebileceðini bildiren uzmanlar, cilt hastalýðýnda iyi gelen keçi sütü sayesinde, 16’ncý Yüzyýl’da rahatsýzlanan ve hastalýðýna hiç bir çare bulunamayan 1. François’in, Kanuni Sultan Süleyman’dan yardým istediðini, Kanuni’nin de kendisine, yanýnda keçisi bulunan doktorunu gönderdiðini, keç sütünden ve yoðurdundan içen 1’inci François’in ise kýsa sürede saðlýðýna kavuþtuðunu örnek olarak gösteriyorlar.


                                                                                                                                     gündem.milliyet.com
Logged
esinti2005
Üye
*

Teþekkür Sayýsý 0
Offline Offline

Mesaj Says: 6


« Yantla #1 : 21 Mays 2012 - 23:06:33 »

allah herkese böyle  zeki ve duyarli  bir  es nasip  eder insallah  gercektende  cok etkileyici
Logged
sercan
Aktif Üye
***

Teþekkür Sayýsý 0
Offline Offline

Cinsiyet: Bay
Mesaj Says: 214


ms.hakkýnda istediðinizi sorabilirsiniz.


« Yantla #2 : 23 Mays 2012 - 08:35:44 »

kapari dendi þimdide keçi sütü cýkdý bakalým daha neler cýkacak
Logged

dost vurulunca deðil, unutulunca ölürmüþ. Biz dostlarýmýzý kýr çiçekleri gibi avucumuzda deðil, kurþun yarasý gibi yüreðimizde saklarýz.
imza
<<<sercan>>>
fatih
Aktif Üye
***

Teþekkür Sayýsý 0
Offline Offline

Cinsiyet: Bay
Mesaj Says: 155


« Yantla #3 : 24 Mays 2012 - 23:19:24 »

keþke beni biriside alýp bir çiftliðe götürse sabahlarý trafik sýkýntýsý iþ aysonu sýkýntýsý ay baþý gelsede param olsa sýkýntýsý þehir gürültüsü olmasa iþte o zaman eminim ALLAH ýn izniyle ms výz gelir týrýs gider yemiþim keçi sütünü çiftlikte en kötü marka pastorize süt olsa hatta okularda daðýtýyan ne olduðu belli olmayan þey olsa bile ms e iyi gelir 
Logged
sercan
Aktif Üye
***

Teþekkür Sayýsý 0
Offline Offline

Cinsiyet: Bay
Mesaj Says: 214


ms.hakkýnda istediðinizi sorabilirsiniz.


« Yantla #4 : 25 Mays 2012 - 08:01:40 »

dostum onu bunu anlamam yýyeceksýn ýceceksýn geziceksin keyfýne bakacaksýn kafaya biþey takarsan böyle ms.i bize takarlar
sevgýlerýmle
Logged

dost vurulunca deðil, unutulunca ölürmüþ. Biz dostlarýmýzý kýr çiçekleri gibi avucumuzda deðil, kurþun yarasý gibi yüreðimizde saklarýz.
imza
<<<sercan>>>
bülent
Ýlgili Üye
**

Teþekkür Sayýsý 0
Offline Offline

Mesaj Says: 117


« Yantla #5 : 25 Mays 2012 - 13:39:13 »

SÜT ÜZERÝNE OKUDUÐUM BÝR YAZI UZUN AMA OKUMANIZI TAVSÝYE EDERÝM.
link : http://www.beslenmebulteni.com/bes/index.php?option=com_content&view=article&id=1823:kutu-suet-cocuklarda-morfin-etkisi-yapyor&catid=42:suet&Itemid=401

Kutu süt çocuklarda morfin etkisi yapýyor!

 “135 derecede kaynatýlmýþ, içinde tek bir faydalý bakteri kalmamýþ, dayanýklý beyaz eþya gibi bir süt!” UHT sütü böyle tarif ediyor Cerrahpaþa Týp Fakültesi Çocuk Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalý Baþkaný Prof. Ahmet Aydýn... Bu süte alýþan çocuk bir daha kurtulamýyor, baþka bir þey içmek, hatta yemek istemiyor. “Morfin gibi” diyor Aydýn, sadece baðýmlýlýk açýsýndan deðil, aðrý kesici etkisi sebebiyle de... “Bu çocuklar yere düþtü mü, ‘uf oldu’ deyip kalkýyor ayaða, oyuna devam ediyor. Normal bir çocuk ise feryat figan aðlýyor. Ama bunun bedeli aðýr, zira çocuk aðrý hissetmiyor, aðlamýyor ama astým, tiroid, MS gibi hastalýklara çok daha kolay yakalanýyor. Dikkat bozukluðu ve hiperaktivitenin müsebbibi de büyük oranda bu sütler! Eðer kutu süt kampanyasý sürerse, morfinman bir nesil yetiþtireceðiz!”


O kullarda bedava süt daðýtýlacaðý gündeme geldiðinde aklýma ilk düþen altý ay önce yaptýðým bir söyleþi olmuþtu. Cerrahpaþa Týp Fakültesi Çocuk Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalý Baþkaný Prof. Ahmet Aydýn’la kolesterol ilaçlarýyla ilgili konuþurken, söz dönüp dolaþýp süte gelmiþti. “Çocuklarýnýza süt içirmeyin! Ben anne sütü dýþýnda çocuklara süt içirilmesini doðru bulmuyorum. En doðrusu ek gýdalara baþlar baþlamaz, kendi yaptýðýnýz yoðurdu, kefiri verin, ama sütü süt olarak içirmeyin. Sadece kutu sütleri deðil, günlük sütleri de... Çünkü süt en alerjik gýdadýr, çocukta baþta astým olmak üzere, pek çok alerjik ve kronik hastalýða sebep olabilir!” demiþ, doðru bildiklerimi bir anda altüst etmiþti.

Kutu süte karþý olduðunu biliyordum, ama günlük süt için böyle bir açýklama fazlasýyla þaþýrtýcýydý. Nitekim bu sözleri günlerce tartýþýldý hem gazetelerde hem de televizyonlarda...

Ve geçtiðimiz hafta herkesin merakla beklediði okul sütü projesi hayata geçti. 7 milyon 200 bin adet 200 mililitrelik süt daðýtýldý, çocuklar lýkýr lýkýr içti. Ve olan oldu! Ýlk günden bin 193 çocuk hastanelik oldu. Diyarbakýr’da baþlayan vakalar, Sivas, Edirne, Ýstanbul, Adana, Konya, Trabzon, Samsun ve Antalya’ya uzandý. Herkes önce bayat sütten þüphelendi, ama Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Bakaný Mehdi Eker, bu haberler üzerine, “Sütler bayat deðil, kampanya devam edecek” diye açýklama yaptý.

Ýzmir’de neden 7 yýldýr sorun olmuyor?
Kampanya devam etti, çocuklar ikinci gün de içti sütlerini... Sonuç yine deðiþmedi! Bu kez, laktoz, yani süt þekerine karþý Türk milletinde genetik bir tahammülsüzlük (entolerans) olduðu ileri sürüldü. “Laktoz entoleransý düþük bir ýrk olduðumuzdan bu vakalarýn olmasý doðal” dendi. Oysa Türk ýrkýnýn yüzde 50-70’inde rastlanan bir durumdu bu, ama sadece belli bölgelerde, belli okullarda karþýlaþýlmýþtý bu vakalarla. Sorun laktoz entoleransýndan kaynaklanýyor olsa, tüm yurtta görülmesi gerekirdi. Dolayýsýyla bu yaklaþým da vakalarý açýklamaya yetmedi. Bu kez zehirlenme olasýlýðý geldi gündeme... Henüz araþtýrýlýyor, sütler analiz ediliyor, sonucu hep birlikte göreceðiz...

Ýyi de Ýzmir’de büyükþehir belediyesi 7 yýldýr çocuklara günlük süt daðýtýyor ve bildiðimiz kadarýyla böylesi tek bir vakaya rastlanmadý. Ýþin ilginci bu günlük sütü, devletin daðýttýðý UHT sütten daha ucuza alabiliyor belediye. UHT sütün 200 mililitresi 53 kuruþa geliyor, günlük süt ise 35 kuruþ... Kafam iyice karýþtý... Olaný biteni kiminle konuþacaðýmý biliyordum aslýnda, ama Prof. Ahmet Aydýn ‘süt karþýtý’ diye bilindiði için, bir baþka uzmana gideyim dedim. Çok güvendiðim birkaç profesöre danýþtým, hepsi yine tek bir isim söyledi; “Prof. Ahmet Aydýn!”

Ömrü artýyor ama süt de süt olmaktan çýkýyor...
Aydýn, “Ben demiþtim” demedi, doðrudan daðýtýlan sütün mahiyetine iþaret etti; “UHT süt dediðiniz öyle bir süt ki, ekþimiyor, aylarca saklanabiliyor. Bu yüzden de kolay kolay zehirlemez, zira bozulmaz. Çünkü 135 derece sýcaklýkta, basýnç altýnda kaynatýldýðýndan içinde ne faydalý ne faydasýz tek bir mikrop kalmýyor. Amaç sütün ekþimesini engellemek ve raf ömrünü artýrmak. Ömrü artýyor ama süt de süt olmaktan çýkýyor. UHT süt üreticileri, ‘Biz bu iþlemi zararlý mikroplarý öldürmek için yapýyoruz’ diyorlar. Sanki ateþin aklý var; faydalý ve zararlýyý ayýracak! Aslýnda onlar sütleri dayanýklý beyaz eþya haline getiriyorlar!”

UHT sütlerin saðlýða faydasý yok, ama iþ bununla kalsa iyi! Aydýn þöyle diyor; “UHT süt, vücuttaki faydalý mikroplarý, yani probiyotikleri yok ediyor. Bunun karþýlýðý ise hastalýktýr. Faydalý mikroplar baðýrsaklarýmýzda bir tabaka oluþturur ve her türlü zehirli maddenin kana geçiþini engeller. Bu düzeni bozarsanýz, baðýrsaklarýnýz elek gibi açýlýr, geçmemesi gereken tüm maddeler de kana geçer.”

Yani UHT sütle beslenen bir çocukta zararlý mikroplara direnç düþüyor. Bunun yaný sýra yeterince sindirilmeden kana karýþan maddeler vücudun dengesini bozuyor. Bu maddeleri düþman sanan vücut, saldýrýya geçiyor. Denge iyice altüst oluyor. Sonuç, astým, tiroid, Tip 1 diyabet ve MS... Her biri birbirinden ciddi hastalýklar!

Bitmedi, daha þaþýrtýcý ve ürkütücü bir bilgi daha size... UHT süt, baðýmýlýlýk yapabiliyor! Etkisi biraz daha düþük çaplý olsa da aynen morfin etkisi! “Çocuk bir bardakla baþlýyor ama öyle alýþýyor ki süte, baþka bir þey tüketmek istemiyor. Bu çocuklar yere düþse de, canlarý acýmaz, ‘uf’ der kalkar. Oysa normal yaþýtlarý ortalýðý birbirine katar! Çünkü aðrý hissetmezler. Zira UHT süt sebebiyle proteinler sindirilmeden kana geçiyor, bu da çocuklarda morfin etkisine sebep oluyor! Kronik bir morfin zehirlenmesi gibi düþünebilirsiniz. Bu olay çocuklarýn davranýþlarýný da çok etkiliyor, algýlama ve konuþma bozukluklarýna neden olabiliyor” diyor Aydýn...

Bu vakalar enfeksiyon!
Paketleme sisteminde bu sütlere mikrop bulaþmýþ olabilir. Çünkü 7 milyon kutu süt yapýyorsunuz, çok hýzlý bir þekilde yapýyorsunuz ve bir de bu iþi ihaleye çýkarýp, en ucuz fiyat verene veriyorsunuz. Bu yüzden bu olay enfeksiyon olarak kokuyor. Yoksa 200 ml sütle bu kadar çocuk laktoz entoleransýndan hastaneye düþmez. Sadece biraz gaz sancýsý olur, olsa olsa çocuk biraz yellenir, biraz ‘karným aðrýdý’ der. Olay geçer!

Hocam, geçen söyleþimizde “Çocuðunuza süt içirmeyin” demiþtiniz, ortalýk karýþmýþtý. Peki okul sütü projesine ne diyorsunuz?
Bu proje, 7 milyon çocuðun üzerinde yapýlan bir deney gibi oldu. Ýlk olay olduðunda bir yýðýn
televizyoncu, “Ne diyorsunuz?” diye sordu. Dedim ki, önce bir olayý anlamak, sonra konuþmak lazým. Ama daha sütler analiz edilmeden ve çocuklar muayene edilmeden bir yýðýn ulema çýkýp bunun “laktoz entoleransý” olduðunu söyledi. Bunlar arasýnda bir yýðýn hekim olmayan öðretim üyeleri de var. Kimi de, “Laktoz entoleransý sadece eriþkin yaþta olur” dedi. Halbuki adý ‘eriþkin tipi laktaz yetersizliðidir’, ama laktoz entoleransý bizim gibi toplumlarda iki yaþýndan sonra ortaya çýkmaya baþlar.

Niye iki yaþýndan sonra ortaya çýkar?
Çünkü insanoðlu, 10 bin yýl öncesine kadar annesinin sütünün dýþýnda süt içmemiþtir. Süt onun için yenidir. 10 bin yýl önce de her toplulukta deðil, ilk evvela tarým devrimiyle Anadolu’da baþlamýþtýr süt tüketimi. Daha sonra yaygýnlaþmýþtýr. Orta Asya’da müthiþ bir süt tüketimi vardýr. Ama sütü, süt olarak içmezler, ekþiterek kullanýrlar. Kafkasya’ya gidin, hep kefir ve yoðurt olarak tüketirler sütü.Genellikle sütü süt olarak tüketmezler. Kendi çocukluðunuzu düþünün, anneniz size süt mü içiriyordu? Yoksa yoðurt mu yediriyordu?

Hayýr ama her gün evimize yoðurtçudan yoðurt alýnýrdý. Ya da annem süt alýr kendi mayalardý...
Eskiler hep böyle yapardý. Mesela diyorlar ki, Türkiye kiþi baþýna en az süt içilen ülkelerden biri. Doðru, ama dünyada en çok yoðurt tüketen ülke de Türkiye. Niye acaba? Þimdi Amerika ve Avrupa’daki süt tüketimiyle bizdeki kýyaslanmaya çalýþýlýyor. Oysa Amerika beyazlarý ve Avrupalýlar’da bu eriþkin tipi laktaz yetersizliði çok azdýr. Bizdeki oran yüzde 50-70’ler civarýndaysa, Orta Asya’da ya da Afrika’da yüzde 100’se, Avrupa ve Amerika’da yüzde 10-20 civarýndadýr.

Laktoz entoleransý tam olarak nedir?
Yeni doðan bebeklerde, süt þekerini, yani laktozu parçalayan laktaz enzimi en yüksek seviyededir. Çünkü anne sütünün içindeki temel þeker odur. Ama daha sonra azalýr. Çünkü dediðim gibi atalarýmýz baþka bir hayvanýn sütünü kullanmazmýþ. Mesele bu! Yalnýz sütün þöyle bir özelliði var; süt çið olarak alýndýðýnda laktoz entoleransý, yani laktoza hassas olma diye bir þey olmaz. Mesela Afrika’da, Arabistan’da birçok toplulukta deve sütünü hemen saðýp içerler. Onlarda bu yönden bir þey olmaz. Çünkü siz onu ýsýl bir iþleme tabi tutmadýðýnýz sürece çið sütün içinde o laktozu (süt þekeri) parçalayacak laktaz enzimi tahrip olmaz. Yine çeþitli proteinleri sindirecek enzimler de vardýr. Ama siz onu ýsýl iþleme tabi tuttuðunuz zaman yok ediyorsunuz.

Prof. Ahmet Rasim Küçükusta, “Kutu sütler ölü sütler” demiþti...
Doðru. Evde alýp kaynattýðýnýzda da süt ölüyor. Çünkü ekþimeyi ve sütün kesilmesini engelliyorsunuz o sýrada. UHT’de ise bunun daniskasý yapýlýyor. Çünkü normal þartlarda evde 135 derece sýcaklýða ulaþamazsýnýz. En fazla bir sývýyý bir atmosfer basýnçta 100 dereceye kadar kaynatabilirsiniz. Daha fazlasý olmaz. UHT ile bu sütleri 135 dereceye çýkartýyorlar. Bunun için de yüksek basýnç kullanmalarý gerekiyor. Yüksek basýnç kullandýðýnýz zaman o süt proteinleri de çok ciddi tahribata maruz kalýyor. Bütün enzimler de ölüyor, ama böylece sütün ekþimesi engellenmiþ oluyor.

Geriye ne kalýyor?
Geriye protein parçacýklarý kalýyor ama onlarýn da doðal yapýsý deðiþiyor. O nedenle en alerjik gýda süttür. Açýk ara! Son yýllarda ise muazzam bir artýþ göstermiþtir. Diyelim ki Türkiye’de 20 yýl önce bir alerji varsa, þimdi bu 10 olmuþtur.
Logged
bülent
Ýlgili Üye
**

Teþekkür Sayýsý 0
Offline Offline

Mesaj Says: 117


« Yantla #6 : 25 Mays 2012 - 13:40:14 »

DEVAMI.....

10 katý artmasýnýn sebebi ne?
Bu UHT dediðimiz kutu sütlerin ve pastörize sütlerin daha fazla kullanýlmasý! Ama siz sütü mayaladýðýnýz zaman o tahrip edilen enzimlerin önemli miktarý geri geliyor, bu arada sütün içindeki laktoz miktarý da düþüyor. Çünkü mayalanmayla o faydalý mikroplar geri geliyor ve sütün içindeki süt þekerini parçalayan laktaz denilen enzimi üretiyorlar. Öyle olduðu için, çýkýp da eriþkin bir insan olarak siz “Yarým kilo süt içeyim” derseniz genelde karýn aðrýsý yapar, ama bir oturuþta 1 bir kilo bile yoðurt yiyebilirsiniz, bir þey olmaz. Laktoz entoleransý iþte budur.

Ayný tip sütü verdiðiniz sürece bu olaylar olacaktýr

Peki sizce öðrenciler niye hastanelik oldu?
Bazý veliler, “Bizim çocuðumuz zaten süt içerdi ama þimdiye kadar hiçbir þey olmamýþtý” diyor. Bu yüzden bizim bu vakalarýn çok yüksek olasýlýka enfeksiyon olduðunu kabul etmemiz lazým.

O zaman problem çocuklarda deðil, sütte?

Tabii!

Ýyi ama UHT sütlerde mikrop olmuyor dediniz. Öyleyse miadý dolmuþ olabilir mi bu sütlerin?
Bu sütlerde miadý dolmuþ diye bir þey de yok. Dr. Yavuz Dizdar’ýn dediði gibi, bu sütler dayanýklý beyaz eþya gibi! Ýçlerindeki faydalý mikroplar, prebiyotikler ölüyor. Bu prebiyotiklerin birinci görevi sindirimi saðlamak, ikincisi ise baðýrsaklarýmýza gelen zararlý maddeleri elimine edip, aþaðýdan atýlmasýný saðlamak. Böylece baðýþýklýðýnýzý güçlendiriyorlar. Bu probiyotikler olmadýðýnda bütün bunlardan mahrum kalýyorsunuz. Artý bir de o süt proteinlerinin tahrip olmasý, parçalanmasý nedeniyle, baðýrsak da her maddeyi geçirmezken, geçirir hale geliyor ve süt proteinleri kana geçiyor. Kana geçtiði zaman vücut bunlarý düþman geldi diye tahrip etmeye çalýþýyor. Tahrip ederken en basiti alerjiler oluyor. Döküntüler, kurdeþenler gibi... Ama o iþin sadece küçük bir boyutu. Daha büyük boyutu, otoimmün dediðimiz çok sayýda, tiroid, astým, mültipl skleroz gibi hastalýklara yol açýyor. Çünkü vücut o proteinleri zararlý diye tahrip ederken kendisini de tahrip ediyor. Bir de, artýk dikkat daðýnýklýðý ve otistik çocuk vakalarý çok geliyor. Binlerce çocuk baktýðým için biliyorum, bunlarýn çoðunda çok ciddi süt baðýmlýlýðý var.

Nasýl?
Aslýnda birçok çocukta vardýr süt baðýmlýlýðý. Sütten bir türlü ayrýlmak istemez çocuklar. Bu çocuklara baktýðýmýz zaman aðrý eþiklerinin çok yüksek olduðunu görürüz. Yani düþer, bir yerini vurur, baþka çocuklar bas bas baðýrýrken, bu çocuklar ‘uf’ der, kalkar gider. Niye? Çünkü, kazein dediðimiz süt proteini iyi parçalanmadan (sindirilmeden) kana geçince morfin gibi etki yapýyor. Bu da çocuðun algýlamasýný çok deðiþtiriyor. Ýþte UHT sütlerin en hafifinden baþlayarak yaptýðý etkiler bunlar; dikkat daðýnýklýðý, hiperaktivite, daha da ilerisi otizm. Gýda alerji testi yaptýrýrsanýz bunlarý çoðu zaman tespit ediyorsunuz. Sütü diyetten çýkarttýðýnýzda da çocukta aðrý hissinin geri geldiðini, algýlamanýn ve konsantrasyonun daha iyi olduðunu, hiperaktivitenin de azaldýðýný görüyorsunuz.

Süt UHT olduðu zaman mý bunlarý yapýyor?
Tabii. Þunu da söyleyeyim, artýk günlük süt kalmadý. Utanmadan günlük süt diyorlar. Bakýyorsunuz, 5 günlük miadý var.

Peki hocam bu vakalar laktoz entoleransý deðil dediniz. Laktoz entoleransýnda ne tür belirtiler oluyor?

Laktoz entoleransýnda o süt þekerinin sindirimi son derece zor oluyor. Bunun için de etkileri çocukta ya da eriþkinde aþýrý gaz, karýn aðrýsý, yellenme, pis koku þeklinde çýkar. Nadiren, çok fazla alýnýyorsa ishal de olunur ama insanlar artýk daha fazlasýný almazlar, o sütten rahatsýz olduklarý için... Onun için böyle bir tablonun birdenbire salgýn olarak sadece belli bölgelerde, belli okullarda olmasý ve ishal olmasý bunun laktoz entoleransý olmadýðýný gösteriyor. Elbette o öðrenciler içinde bir grup, laktoz entoleransý sebebiyle de rahatsýzlanmýþ olabilir ya da diðer çocuklara bakýp psikolojik olarak da etkilenmiþ olan çocuklar da vardýr ama bunlarý ön plana çýkartmak hiç de doðru deðil. Bu vakalarý ancak enfeksiyonla açýklayabilirsiniz.

Yani kutu sütler bozuk mu?
Evet bozuk ya da paketlenirken mikrop bulaþmýþ.

O kadar UHT iþlemine raðmen?
Yanlýþ anlaþýlmasýn, UHT sütte mikrop olmaz. Ama paketleme sisteminde mikrop bulaþmýþ olabilir. Çünkü 7 milyon tane kutu süt yapýyorsunuz. Çok hýzlý bir þekilde yapýyorsunuz ve bir de bu iþi ihaleye çýkarýp, en ucuz fiyat verene veriyorsunuz... Bu yüzden de bu olay enfeksiyon olarak kokuyor. Yoksa 200 ml sütle bu kadar çocuk hastaneye düþmez. Sadece gaz sancýsý olur... Olsa olsa çocuk biraz yellenir, biraz “karným aðrýdý” der. Bu büyüklükte bir hastane olayý olmaz.

Bu da gösteriyor ki enfeksiyon kaptýlar?
Çok muhtemelen enfeksiyon. Bir de besin zehirlenmesi bu þekilde ishal tarzýnda çýkar. Tabii mühim olan ayný tip sütü siz verdiðiniz zaman bu olaylar devam edecek demektir. Bunun tedbiri alýnmalýdýr.

Uzun boylularda kanser daha fazla görülür!
Süt boyu uzatýr! Özellikle de UHT’li, kutu süt... Çünkü içinde büyüme hormonuna benzer bir madde var. Bu sütü içince sizi daha da büyütüyor. Ama unutmamak gerekir ki hýzlý büyüme olunca, kanser de hýzlý gelebilir! Zaten kanser de en çok uzun boylularda görülür!

- Hocam siz okul sütü projesine karþýsýnýz. Peki öyleyse çocuklara ne verilmeli?
Ben baþýndan beri kutu süte karþý çýkýyorum. Sütü hayvandan saðýp da içiyorsanýz, ona bir þey demem. Ama bu pratikte söz konusu olmadýðý için süt ýsýl iþlemden geçiyor. Geçince de, süt süt olmaktan çýkýyor, baþka bir þey oluyor. Onun için sütü tekrar mayalamanýz, yoðurt yapmanýz lazým. Ama niye hep süt diye ýsrar ediyorlar? Çünkü yoðurt yapabilmeniz için kaliteli bir süte ihtiyacýnýz var. Oysa öteki türlü suyu süt tozuyla karýþtýrýp, beyaz su olarak satabilirsiniz herkese.

- Kutu sütler süt tozundan mý yapýlýyor?
Geçen yýllarda Ankara Damýzlýk Süt Sýðýrý Yetiþtirici Birliði Baþkaný Cengizhan Yorulmaz, Dünya Süt Günü’nde herkesi ürpertecek açýklamalar yaptý. Yorulmaz, “Türkiye’ye ‘mama’ adý altýnda binlerce ton süt tozu giriyor. Çocuklarýmýza taze süt diye süt tozu içiriyoruz. Raflardaki sütün yüzde 80’inde süt tozu kullanýlýyor. Uzun ömürlü sütler, yoðurtlar, peynirler ve dondurmalarýn çoðu süt tozundan yapýlýyor!” dedi. Durum bu kadar vahim.
Türkiye’de sütçülük 2007’nin sonunda krize girdi. Krizin nedeni dünyadaki süt tozlarýnda çýkan melamin adlý madde. Özellikle Çin’deki süt tozlarýnda, kansere sebep olabilen melamin çýkmasýndan sonra Avrupa Birliði’nde süt tozu tüketimi durduruldu. Bunun üzerine Avrupa’da süt tozu stoklarý arttý ve bunlar bir yolla Türkiye’ye getirildi. Süt ithalatý yapmak yasak ama süt tozu ithal etmek yasak deðil.

Yine Cengizhan Yorulmaz’dan aktarayým: “Türkiye’ye süt tozu giriyor. Hem de ciddi anlamda. Bakanlýk, Dahili Ýþleme Rejimi adý altýnda 17 bin ton süt tozu girdiðini söylüyor. Bu miktarý Gümrük Birliði Anlaþmasý’ndan dolayý zorunlu olarak alýyoruz. Yani 17 bin ton süt tozu resmi olarak alýndý. 57 bin ton da resmi olarak ‘hayvan mamasý’ adý altýnda alýndý. Ben Türkiye’de hiçbir üretici bilmiyorum ki mamayla buzaðý beslesin. Ya da 57 bin ton kedi köpek mamasýnýn Türkiye’de iþi ne?

Ama üzerinde ‘mama’ yazýsý olduðunda ithalatta bir sýnýrlama yok. Ýþte mama adý altýnda süt tozu getiriyorlar. Sonra bundan süt yapýp bize satýyorlar. Taze süt diye süt tozu içiriyorlar. Çevrenizdeki insanlara da sorun, kimse marketlerden aldýðý sütte, yoðurtta, peynirde eski damak tadýný bulamýyor. Toplum yoðurt yemekten tiksinir hale geldi. Yoðurt tüketimi ciddi anlamda düþtü. Çünkü katký çok.”

- Peki ya sokak sütleri? Onlar hiç tehlike taþýmýyor diyebilir miyiz?
Kesinlikle hayýr! Bazý süt satýcýlarý sütün içine çamaþýr sodasý koyarak sütün kesilmesini engelliyor. Çamaþýr sodasý da týpký UHT gibi probiyotikleri, yani yararlý mikroplarý öldürüyor ve hastalýk yapan mikroplarýn üremesine yol açýyor. O nedenle biz ‘Güveniyorsanýz sokak sütçüsünden de süt alabilirsiniz’ diyoruz.

- Öyleyse gönül rahatlýðýyla çocuklara süt yerine ayran daðýtýlsýn da diyemiyeceðiz?
Hayýr. Ayran iyi bir þey. Ama hangi ayran daðýtýlacak, orada bir sorun var. Çünkü ekþiyebilen, doðal bir ayran olmasý lazým.


- Bir de siz sütün boyu uzattýðýný, ama bunun iyi bir þey olmadýðýný söylüyorsunuz...
Evet, süt boyu uzatýr. Özelikle de UHT’li süt. Çünkü içinde vücudumuzdaki ‘ÝGF-1’ dediðimiz büyüme hormonuna benzeyen bir madde var. Büyüme iyi bir þeydir ama sýnýrlanmalýdýr. Eðer sindirim sistemimiz düzgün çalýþýyorsa, bu hormonlarýn çoðu daha kana geçmeden tahrip olurlar. Fakat süt ýsýl iþlemden geçtiyse, homojenize olduysa, küçülen yað parçacýklarý ‘ÝGF-1’in etrafýný sarar, böylece onu mide sývýlarýndan koruduðu için kana direk olarak geçmesine yol açar. Bu büyüme hormonu kanýmýzda zaten var, bu sütleri içince bu hormonu fazladan almýþ oluyorsunuz. Unutmamalý ki, hýzlý büyüme olunca kanser de hýzla gelebilir! Bu þekilde boy uzatmak ne kadar saðlýklý onu düþünmek gerekir. Zaten kanser de en çok uzun boylularda görülür.

- Kanserin bu kadar artmasýnýn sebeplerinden biri de çok fazla süt içmek o zaman?
Tabii... Ama en büyük sebep tarým ilaçlarý ve deterjanlardan, þampuanlardan aldýðýmýz kimyasallar. Son yýllarda herkes suçu sigaraya atýyor. Oysa sigara tüketiminde son yýllarda muazzam azalma olmasýna raðmen, kanserde muazzam artýþ var. Tabii ki sigara kansere sebep olabilir ama bütün suçu ona yüklemek son derece yanlýþ! Bir yýðýn sigara içmeyen insan da kansere yakalanýyor. Herkes hasta! Ve gittikçe yaþ olarak da erken evrelere geliyor. Kanserde konuþulacak bir yýðýn þey var. Ama þunu unutmayýn; kanserin en sevdiði þey þekerdir. Þeker dýþýnda hiçbir þey kullanamaz kanser dokusu. Bu yüzden rafine þekeri hemen çýkartmamýz lazým beslenmemizden!

Kanserin en sevdiði þey þekerdir!
- Prof. Kenan Demirkol yaptýðýmýz söyleþide, “Çocukluk çaðý kan kanserinin en önemli nedenlerinden biri sebze meyvedeki tarým ilacý kalýntýsý. Ama yýkamakla tarým ilacý kalýntýsýnýn yüzde 40’ý geçiyor, yüzde 60’ý tahta fýrçasýyla da fýrçalasanýz gitmiyor” demiþti...

Çok doðru, geçenlerde katýldýðým bir TV programý için yapýlmýþ bir araþtýrmada pazarda satýlan sebze meyvenin yüzde 70’inde, meþhur bir markette satýlanlarýn ise yüzde 40’ýnda toksik madde çýktý. Bütün bunlarý söylediðimiz zaman, millet felaket tellalý muamelesi yapýyor bize. Sirkeli suyla yýkayalým, tamam ama üstteki tarým ilacý kalýntýsý gidiyor. Ýçindeki ne yaparsanýz yapýn kalýyor.

- Çoðu insan tarým ilacý kalýntýsýnýn sebze piþtiðinde gittiðini sanýyor...
Hep söylüyoruz, anlatýyoruz ama maalesef öyle biliyorlar. Bakýn bizim çocukluðumuzda buzdolabý falan yoktu, peynir, zeytin tel dolabýn içine konurdu. Tabii oraya böcek, fare gelirdi. DDT sýktýrýlýrdý o peynirlerin, zeytinlerin üzerine. Ne derlerdi biliyor musunuz? “DDT böceklere zarar verir, insanlara hiçbir zarar vermez!” DDT’yi bulan adam da NOBEL almýþtý. Sonra 1960’lý yýllarda DDT’nin Avrupa’da böcekler için bile kullanýlmasý yasaklandý. Türkiye’de ise ancak 1970’li, 80’li yýllarda yasaklandý.

- Hâlâ DDT kullanýldýðý söyleniyor...
Artýk çok büyük ölçüde yok. Ama þu var; biz DDT’nin nesilden nesile geçtiðini biliyoruz, görüyoruz. Birçok bebeðin annesinin sütünün içinde DDT çýkýyor mesela. Yýllar sonra bile...

Tel dolaptaki peynire, zeytine bile DDT sýkýlýrdý!
Söz tarým ilacýnýn zararlarýna gelince, yakýn tarihten çok çarpýcý ve üzücü bir örnek veriyor Prof. Ahmet Aydýn: “Bundan 60 yýl önce de DDT’nin insan saðlýðýna hiçbir zararý olmadýðýný buyurdular. ‘Böcekleri öldürür, insana hiçbir zararý yok’ dediler. Anadolu’da köylülerin üzerine DDT sýktýlar, bit, pire ölsün diye... Çocukluðumda insanlar tel dolaptaki peyniri, zeytini bile DDT ile ilaçlandýlar ki böcek, fare dadanmasýn diye... Biz bunlarý yedik! Sonra öðrendik ki en tehlikeli kanserojenlerden biri... O DDT’ler kaç kanser hastasýnýn katili oldu kim bilir? Bir faydasý olmadýðý gibi erkekte iktidarsýzlýða, hafýza kayýplarýna ve kas tahribatýna yol açan kolesterol ilaçlarý için de ayný fetvayý vermiþlerdi... Sonra gördük ki, bu ilaca onay veren heyetteki 12 kiþiden 8’i ilaç firmalarýnýn danýþmanýymýþ!”

Ýþte böyle bir danýþýklý dövüþ yaþanýyor saðlýkta, üstelik insan hayatýný hiçe sayan... UHT’li süt, tarým ilacý kalýntýsý gibi konularý tartýþýrken bu örnekleri dikkate almak gerek... Hele ki saðlýklý nesiller yaratmak istenirken!

Türkan Þoray ve Cüneyt Arkýn’ýn yüzleri neden güzel?
- Hocam, 7’den 70’e Taþ Devri Diyeti kitabýnýzda günümüzde gençlerin yüzlerinin daraldýðýný, fiziklerinin bozulduðunu söylüyorsunuz. Sonra da Türkan Þoray ve Cüneyt Arkýn’ýn yüzlerinin neden güzel olduðunu anlatýyorsunuz. Oysa bana yeni nesil daha da güzelleþiyor gibi geliyor...
Fark etmiþsinizdir, yeni neslin yüzü genellikle eskilere oranla daha dar ve uzun. Yüzler daraldýkça insanlar da çirkinleþiyor. Yeni nesilde daha çok diþ þekil bozukluðu, daha çok geniz eti, bademcik ve sinüs iltihabý oluyor. Daha fazla burun kemiði eðriliði var.

- Yüz þekli nasýl oluyor da bu tür hastalýklarla iliþkili olabiliyor?
Bu konuyu dünya literatüründe en iyi inceleyen kiþi olan Dr. Weston Price, çok sayýda karþýlaþtýrmalý fotoðrafla bunu kanýtlamýþ. Geleneksel ve doðal gýdalar yerine doðal olmayan, rafine gýdalarla beslenen topluluklarda yüz yapýsý bozuluyor. Çünkü doðal olmayan gýdalar yenmesi kemiðin tam kapasiteyle büyümesini engelliyor. Doðal gýdalarla, yani et, yoðurt, sebze, meyve ve kuruyemiþlerle beslenenlerde ise diþ ve kafatasý yapýsý mükemmel geliþiyor. Kalitesiz, iþlenmiþ gýdalarla beslenmek bütün kemiklerde olumsuz etki yaratsa da bu durumdan en çok üstçene kemiði etkileniyor. Üstçene kemiði burundaki havayollarýnýn yüzde 85’ini, burun sinüslerinin de tamamýný oluþturuyor. Üstçene kemiði yeteri kadar geliþmemiþ kiþilerde geniz eti oluyor, burun yolu daraldýðýndan bu kiþiler aðýzdan nefes alýyorlar. Aðýzdan nefes alma ise, baþ aðrýsý, hipertansiyon, altýný ýslatma, kronik kulak ve sinüs enfeksiyonlarý, uyku bozukluklarý, uyku sýrasýnda nefes durmasý, horlama ve cinsel iktidarsýzlýk gibi pek çok komplikasyona yol açýyor.

Tatlýses gibi bir ses için doðal beslenmek gerekir
- Siz güzel sesli þarkýcýlarýn da azaldýðýný söylüyorsunuz...

Evet, aðýz kubbesinin yuvarlaklýðý azalýp, daraldýkça akustikliði de bozuluyor. Güzel sesli þarkýcýlar arasýnda yüzü dar olan yok gibidir. Muazzez Abacý, Ýbrahim Tatlýses, Zeki Müren, Bülent Ersoy, Pavorotti ve Elvis Presley gibi...

NOT: Eðer, daha fazla bilgi istiyorsanýz ve “Tereyaðlý, biberli, etli kapuska prostat kanserine karþý nasýl koruyor?” ya da “Çocuðunuza neden sosis yedirmemelisiniz?” gibi sorularýn yanýtlarýný merak ediyorsanýz, Prof. Ahmet Aydýn’ýn “7’den 70’e Taþ Devri” kitabýný mutlaka okuyun. Aydýn, sadece hastalýklara karþý korunma kalkaný olsun diye yazmamýþ bu kitabý. Ayný zamanda hastalýk baþ gösterse bile doðru bir diyetle ve olabildiðince ilaç kullanmadan, kanser, kýsýrlýk, astým, hipertansiyon, migren, Alzheimer gibi hastalýklarýn nasýl tedavi edileceðini bilimsel olarak ortaya koyuyor. Bu yüzden pek çok doktorun da baþucu kitabý... Göreceksiniz, elinize alýr almaz sizin de baþucu kitabýnýz olacak!
Logged
hayat dolu
Asil Üye
*****

Teþekkür Sayýsý 1
Offline Offline

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Says: 1143



WWW
« Yantla #7 : 29 Mays 2012 - 09:27:21 »

ARKADAÞLAR 2GÜNDÜR ÇÝÐ OLARAK KEÇÝ SÜTÜ ÝÇÝYORUM TADI FENA DEÐÝL.....
Logged

ÝÞLER AYNA ÇAL ÇAL OYNA!!!!!!!!!!! ; ) UNUTMAYIN ACILAR PAYLAÞTIKÇA AZALIR.........
oslem
Yönetici
*****

Teþekkür Sayýsý 6
Offline Offline

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Says: 3192


« Yantla #8 : 29 Mays 2012 - 15:58:25 »

  Tecrübelerini bizimle paylaþ olurmu
Logged
seçkin
Üye
*

Teþekkür Sayýsý 0
Offline Offline

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Says: 10


« Yantla #9 : 29 Mays 2012 - 16:50:24 »

Arkadaþlar bende buldum keçi sütünü ama kaynatmadan içmeye cesaret edemedim.Ýnþallah bizde faydasýný görürüz
Logged

Size kafanýz hükmediyorsa kralsýnýz, vücudunuz hükmediyorsa köle
hayat dolu
Asil Üye
*****

Teþekkür Sayýsý 1
Offline Offline

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Says: 1143



WWW
« Yantla #10 : 29 Mays 2012 - 17:08:29 »

TADI NORMAL PAKET SÜTLER GÝBÝ ARKADAÞLAR ÝLK ETAPTA MSÝ DÜÞÜNÜN DAHA SONRA YAÞADIKLARINIZ FÝLM ÞERÝDÝ GÝBÝ GEÇSÝN GÖZLERÝNÝZÝN ÖNÜNDEN SONRA DA LIKIR LIKIR ÝÇÝN ÇÜNKÜ TADI O KADAR DA KÖTÜ DEÐÝL!!!!!!!!!!!!!!!
Logged

ÝÞLER AYNA ÇAL ÇAL OYNA!!!!!!!!!!! ; ) UNUTMAYIN ACILAR PAYLAÞTIKÇA AZALIR.........
sercan
Aktif Üye
***

Teþekkür Sayýsý 0
Offline Offline

Cinsiyet: Bay
Mesaj Says: 214


ms.hakkýnda istediðinizi sorabilirsiniz.


« Yantla #11 : 01 Austos 2012 - 09:03:39 »

bende çið içdim tadý okadar anormal deðil dolaba koydum hersabah 1 hafta boyunca içdim köyden sipariþle getirdim kilosu 15tl bizim burda izmit körfezde
Logged

dost vurulunca deðil, unutulunca ölürmüþ. Biz dostlarýmýzý kýr çiçekleri gibi avucumuzda deðil, kurþun yarasý gibi yüreðimizde saklarýz.
imza
<<<sercan>>>
mehmett
Asil Üye
*****

Teþekkür Sayýsý 0
Offline Offline

Cinsiyet: Bay
Mesaj Says: 1265


Çok da ciddiye almamalý,yaptýklarýmýz rol icabý...


« Yantla #12 : 02 Austos 2012 - 00:09:42 »

yaa sercan ne yaptýn keçiye ortak mý oldun =)) kapýya keçi baðlarým daha hesaplý olur kurbana da keseriz ne güzel 
Logged

<a href="http://www.ozgurlukicin.com"  mce_href="http://www.ozgurlukicin.com" target="_blank"><img  border="0" alt="Pardus... Özgürlük Ýçin..." title="Pardus... Özgürlük  Ýçin..." src="http://www.pardus.org.tr//media/upload/image/2011_150_mavi.png"  mce_src="http://www.pardus.org.tr/media/upload/im
sercan
Aktif Üye
***

Teþekkür Sayýsý 0
Offline Offline

Cinsiyet: Bay
Mesaj Says: 214


ms.hakkýnda istediðinizi sorabilirsiniz.


« Yantla #13 : 02 Austos 2012 - 09:47:55 »

vallahi 15 tl ya kilosu
Logged

dost vurulunca deðil, unutulunca ölürmüþ. Biz dostlarýmýzý kýr çiçekleri gibi avucumuzda deðil, kurþun yarasý gibi yüreðimizde saklarýz.
imza
<<<sercan>>>
isil
Üye
*

Teþekkür Sayýsý 0
Offline Offline

Mesaj Says: 30


« Yantla #14 : 24 Austos 2012 - 08:50:59 »

sercan 1.5 lira desene
Logged
Sayfa: [1] 2   Yukar git
  Yazdr  
 
Gitmek istediiniz yer:  

eXTReMe Tracker
|Ana Sayfa| Sitemap | Ariv | Wap | Wap2 | Wap Forum | XML | Rss
MySQL ile Glendirildi PHP ile Glendirildi Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006, Simple Machines XHTML 1.0 Geerli! CSS Geerli!


06 Ekim 2024 - 12:48:34