MS’in Nedeni Nedir ?

Ms ‘in kesin nedeni bilinmemekle birlikte , çoğu araştırıcı vücudumuzdaki bağışıklık sisteminin anormal bir yanıtı sonucu miyeline zarar verdiğini düşünür , bunu düşünderecek bazı bilimsel ipuçları bulunmaktadır.

Normalde bağışıklık sistemi vücudumuza çevreden gelen zararlı maddeleri , bakteri ve virüs gibi mikroplara karşı korur. ” Otoimmun ” adı verilen hastalıklarda vücudun bağışıklık sistemindeki bir düzenleme bozukluğu bu sistemin değişik vücut bölgelerine saldırmasına yol açar. Multipl Skleroz’da bu hedef miyelin kılıfı ve onun içerdiği proteinler , belki merkez sinir sistemindeki diğer yapıtaşları gibi görünmektedir.

Araştırıcılar bugün için bağışıklık sistemini ” neyin ” ve ” niçin ” tetikleyerek miyeline saldırmasına yol açtığı tam olarak bilmemektedirler. Çoğu araştırıcı Ms’in oluşumunda kişiye ve çevreye ait bir çok nedenin birlikte etkili olduğunu düşünürler.

Ms’in Belirtileri Nelerdir ?

* Yorgunluk

* Görme Bozuklukları

* Uyuşukluk/Karıncalanma

* Başta sersemlik hissi/Baş dönmesi

* Mesane ve Bağırsak işlevlerinde değişme

* Bacaklarda sertlik(spastisite)

* Taraflarda kuvvetsizlik

* Titreme

* Yürüme güçlüğü

* Cinsel işlevlerde değişiklik

* Konuşma bozukluğu

* Yutma güçlükleri

* Unutkanlık ve konsantrasyon güçlüğü

* Depresyon

Bu belirtilerden biri veya birkaçı görüldüğünde bir nöroloji uzmanı ile görüşmek gerekir.

MS belirtileri çabuk yorulma ile başlayabilir,ısıya duyarlılık ya da egzersize tahammülsüzlük şeklinde ortaya çıkabilir.

Bu belirtilerle baş etmede ilaç tedavilerinin yanı sıra fizik tedavi rehabilitasyon,konuşma tedavisi,tedavi edici egzersizler,bazı cihaz ve aletler yaşamı kolaylaştırıcı rol oynar.

Ms Kimlerde Görülür ?

Türkiye ‘ de yaklaşık 35-40 bin kişide, A.B.D ‘ de  350.000 kişide,bütün dünyada bir milyonun üzerinde MS ‘ li bulunmaktadır. MS ‘ i olanların çoğunluğu ilk belirtilerı 15-50 yaşları arasında yaşarlar.

Hastalığın yeryüzünde gelişigüzel dağılmadığına ilişkin ipuçları mevcuttur. MS kadınlarda daha sık görülür (2:1) .

Her iki yarım kürenin ılıman kuşağında hastalık daha sıktır. Kuzey Amerika, Kuzey Avrupa , Kuzey Avusturalya’ da hastalık daha sık görülürken,Ekvator,kutuplar gibi bölgelerde seyrektir. Enlemlere göre değişen bir sıklığa dikkat çekilir.

Ülkemiz orta derecede riskli bir bölgede yer alır.

MS bulaşıcı ve kalıtsal değidir,fakat MS ‘e yatkınlık MS’li kişilerin aile bireylerinde artar.

Diğer önemli nedenler cinsiyet ve sigara kullanımı gibi görünür.

Ailesinde MS’li bireyler bulunanlar değişik oranlarda MS geliştirme riskine sahiptirler. MS’li bir bireyin tek yumurta ikizi % 31 , çift yumurta ikizi % 5 , çocuk,kardeş gibi birinci derece akrabaları % 3-4 oranında MS geliştirme riski taşır.

Ms Tanısı ve Tipleri

MS tanısına yakınmaları olan bireyin klinik belirtilerinin öyküsü, nörolojik muayene bulguları ile varılır. Bu konuda deneyimli bir nörologun hastayı değerlendirmesi önem taşır.

Beyin ve omuriliğin manyetik rezonans görüntüleme incelemeleri, uyarılmıs potansiyel incelemeleri ve beyinomurilik sıvısının immunolojik değerlendirmeleri ile tanıya varılır.

Ms’in Tipleri :

 MS’in %80’i başlangıçta , yineleyici MS dediğimiz ( relapsing-remitting MS ) tipte görülür. Diğer tiplerden ayıran en önemli özellik,görme,denge,duyusal bozukluklar gibi yakınmaların birden belirmesi,kendiliğinden ya da kortikosteroid tedavi ile düzelmesiyle nitelenir. Bu atak dönemleri dışında bireyler sağlıklıdır,aktif olarak yaşamlarını sürdürebilirler.

Başlangıçta yineleyici MS’li bireyler :

* Uyuşukluk ve karıncalanma gibi duysal belirtiler,

* Optik nöropati denilen bir göz sinirinin alerjik iltihabına bağlı bulanık görme,görememe şeklinde ortaya çıkan belirtiler,

* Heriki gözün birlikte hareketini sağlayan sinirlerin uyarılmasını sağlayan merkezlerin etkilenmesi ile çift görme yaşarlar.

 Yineleyici MS uygun şekilde tedavi edilmezse %90’ı ilk on yıldan başlayarak 25 yıl içerisinde ikincil ilerleyici MS dediğimiz sekonder progresif MS’e dönüşür.

Geri kalan %20 hastada ise birincil ilerleyici MS dediğimiz primer progresif multipl skleroz görülür. Burada yineleyici Ms’de olduğu gibi net ataklar olmayıp genellikle bacaklardan başlayıp ilerleyen bir yürüme güçlüğü vardır.

 MS’in sık karşılaşılmayan diğer tipleri ise benign MS ( rahatsızlığın başlangıcından 20 yıl sonra nörolojik bulgularda önemli bir değişme olmaması ve özürlülük gelişmemesiyle nitelenir ) tir. İlerleyici-yenileyici MS ( relapsing-progresif MS ) dediğimiz şekilde ataklar tam düzelmeyerek,nörolojik tabloda bir ilerleme göze çarpar. Malignant MS ya da fulminan ( hızlı ) MS ‘te gelişen nörolojik bulgular gerilemeyerek ilerleme gösterme eğilimindendir.

Ms Ataklarının Tedavisi

Yineleyici MS ‘i olanların çoğu ortalama 2 yılda bir , atak adı verilen ve genellikle 24 saatten uzun , ve ortalama 8-10 hafta süren nörolojik işlev bozuklukları gösterirler. Bu bulgu ve belirtiler kişinin günlük yaşamını, yaşam kalitesini etkilediğinde kortikosteroid (kortizon) adı verilen, sinir telciğinin kılıfındaki alerjik iltihap ve sıvı toplanmasını gideren bir tedavi uygulanır.

Kişinin üst solunum yolu ya da idrar yolu infeksiyonu gibi bir infeksiyon geçirmesi, ısı artışına maruz kalması ya da stres yaşaması durumlarında ortaya çıkan ya da var olan yakınma ve bulguların artması şeklindeki tabloya ise yalancı atak (pseudoattack) adı verilir. Alttaki nedenin tedavi edilmesi, ateşin düşürülmesi ile çoğunlukla kortizon kullanmadan iyileşme görülür.

Ms’te görülen bazı belirtileri ortadan kaldırmak yada rahatlatmak için kullanılabilecek tedavilerde bulunmaktadır.

* MS ‘ te görülen bacaklardaki sertliklere(spastisite) yönelik fizik tedavi yanı sıra baclofen ( Lioresal ) ve tizanidin ( Sirdalud ) ,

* Yanıcı ağrılar ve uyuşukluklar için karbamazepin ( Tegretol ) , Gabapentin ( Neurontin ) , clonazepam ( Rivotril ) ,

* Yorgunluk için amantadin ( Amantadain,Ratiopharm,Mantadix ) , pemoline ( Cylert ) , modafinil ( Modiodal , Provigil ) ,

* İdrar problemleri için tolerodine tartrate ( Detrusitol , Detrol ) oxybutynin ( Üropan , Ditropan ) etkili olabilir,

* Bağırsak problemleri için diet , bağırsak işlevlerini düzenleyen ilaçlar ve gerekirse suppozituvarlar kullanılabilir,

* Hafıza ve diğer zihinsel yetilerdeki bazı sorunlar rehabilitasyon, eğitim ve bazı ilaçlar ile rahatlatılabilir , yada ortadan kaldırılabilir.

MS’ te duygusal alandaki sorunların , sorumluluk ve iş yoğunluğunun arttığı dönemlerde çok fazla yakınma olabilir , buradaki anahtar , hekimle ve ilgili hemşire ile bağlantı kurulmasıdır. ÖNEMLİ NOT: Burada yazılan ilaçlar Hekim önerisi olmadan kullanılmamalıdır.

* MS’te Uzun Süreli Koruyucu Tedavi Yaklaşımları

Multipl Skleroz için onaylanmış uzun süreli atak sıklığını azaltma ve  özürlülük gelişme riskini azaltmada kullanılan tedaviler İnterferon beta-1b(Betaseron,Betaferon) günaşırı ciltaltı injeksiyon, İnterferon beta-1a(Avonex) haftada bir kez kas içi injeksiyon, İnterferon beta 1a ( Rebif ) haftada 3 kez, 44mcg cilt altı injeksiyon, Glatiramer acetate ( Copaxone ) 20mg cilt altı, hergün injeksiyon, Tysabri ( natalizumab ) ayda bir serum içerisinde perfüzyon şeklindedir.

Amerikan ilaç dairesi tarafından onaylanan diğer bir ilaç Novantrone ( Mitoxantrone ) ise kötüleşen yineleyici ve ikincil ilerleyici MS’te kullanılmaktadır.

Birçok yeni  tedavi çalışması sürmektedir. Bunlardaki ana amaç :

* Atak sayısını azaltmak,

* Atakların şiddetini azaltmak,

* Manyetik rezonans görüntüleme incelemelerinde yeni lezyonların gelişimini etkilemek,

* Hastalığın ilerlemesini, özür gelişme riskini azaltmaktır.

Cilt altı injeksiyon şeklinde verilen ilaçlara bağlı injeksiyon yeri belirtileri (yanma,kızarıklık,sertleşme,yağ dokusu erimesi) , injeksiyonların dönüşümlü olarak ve mümkün olduğunca aynı bölgelere yapılmaması sağlanarak giderilebilir. İnterferon beta grubu ilaçlarda, ilk 2-6 ay içerisinde görülen ateş , başağrısı , kas ağrısı gibi yan etkilerde , ilaçların akşam saatlerinde uygulanması , injeksiyon öncesi ve sonrası non-steroid antiinflamatuar ilaçların kullanılmasıyla baş edilebilir.

Ms’te Kök Hücre Tedavisi

MS’te kök hücre nakli oldukça gündemde olan bir konudur.

İki tip kök hücre nakli yapılması hedeflenir

1-) Kemik İliği Transplantasyonu ; kişinin kendi kemik iliğindeki   kök   hücrelerle yapılır. Basit olarak , yeni oluşturulan  kemik iliğinin  sinir dokusuna saldırmayacağı varsayılır. Henüz deneysel bir tedavi yaklaşımıdır. Dünya’da son 10 yılda 180 Ms’li ye uygulanmıştır. Başlıca hastalığın ilerlemesini durdurduğu düşünülür.

2-) Embriyonik Kök Hücrelerin  sinir dokusu hücrelerine dönüştürülmesi ; doku kültürlerinde çoğaltılarak kişinin beyin ve omuriliğindeki hasarlı bölgelere injekte edilmesi ilkesine dayanır. Deney hayvanlarında başarılı olan bu yöntem insanda henüz başarıya ulaşmamıştır , ancak çalışmalar yoğun bir şekilde sürmektedir.

Ms’te Kök Hücre Çalışmaları

Cambridge ve Edinburgh üniversitelerinden bilim adamları beyindeki kök hücreleri harekete geçirerek zarar görmüş beyin hücrelerini tamir edecek bir mekanizma geliştirdi.



MS (Multiple Sclerosis) merkezi sinir sistemini etkileyen bir hastalık.

Fareler üzerinde yapılan deneylerde, sinir liflerini korumak için gerekli miyelin kılıfını (sinir hücresini bir yağ tabakası şeklinde saran beyaz oluşum) canlandırmanın yolları arandı.

Bilim adamları bunu beyindeki kök hücreler aracılığıyla yapabileceklerini fark etti.

Nature Neuroscience dergisinde yayınlanan çalışma, MS nedeniyle kaybedilen bazı fiziki fonksiyonların geri kazanılması umudunu doğurdu.

Bu bulgu dikkate alınarak yeni ilaçlar geliştirilebileceği belirtiliyor.

Ancak bilim adamları bunun uzun yıllar alacağını vurguluyor.

Bilim adamlarının çalışmasına kaynak sağlayan İngiltere merkezli MS Society’nin CEO’su Simon Gillespie, bunun MS hastaları için son yıllarda doğan en önemli umut olduğunu söyledi.

Gillespie çalışmanın devrim niteliğinde olduğunu ve MS araştırmalarının ilerlemesi açısından kritik önemde olduğunu vurguladı.

Ms ve D Vitamini

ABD li bilim adamları, D vitamininin multiple sclerosis (MS) hastalarında pozitif etki yaptığını saptadı.

Günde 1000 ünite D vitaminini 6 ay kullanan hastalarda, D vitamininin kandaki kimyasal etkiyi değiştirerek, hastalarda pozitif etki yarattığı gözlendi.

Yapılan araştırmanın küçük boyutta olduğuna değinen araştırmacılar, 6 ay sonra hastaların kanlarında yapılan araştırmada, büyüme faktörü olan beta-1 in (TGF-Beta) değişiminin yükseldiğini belirledi. Beta-1 in vücudun bağışıklık sisteminin eksilme ve sindirilmesinde önemli rolü olduğu biliniyor.

Araştırmada, vitamin D kullanan hastalarda, interleuken-2 oranının da düştüğü gözlendi. İnterleuken-2 nin hücrelerle ilişkili olarak, multiple skleroza neden olduğu biliniyor.

Fareler üzerinde yapılan araştırmalarda ise, D vitamininin Ms hastalığının oluşmasını önlediği belirlendi.

D vitaminini vücudun cilt vasıtasıyla güneş ışınlarından aldığına değinen araştırmacılar, multiple skleroz hastalığının ekvator ülkelerinde sıfıra yakın oranda olduğunu açıkladı.

Güneş ışınlarının yüksek bölgelerde cilde daha iyi etki yaptığına değinen bilim adamları, bu yüzden MS hastalığının rakımı düşük bölgelerde daha çok görüldüğüne işaret ediyor.

D vitamininin, bağışıklık sisteminde olduğu gibi, kemik sağlığında da yararlı olduğu biliniyor.

Ms’te Daha İyi Yaşam için Öneriler

Fizik tedavi , kasların güçlendirilmesi , dengenin sağlanması bakımından büyük önem taşır. Yapılan ve sürdürülen hareketler sinir hücrelerini uyararak hastalık süreci sırasında kaybedilen bazı işlevlerin hücre tarafından yeniden kazanılmasında çok etkili olur.

Yorgunlukla mücadelede ve enerjinin korunup gerekli yerlerde  kullanılmasının  sağlanmasında     ” occupational therapy ”  denilen mesleki tedavi bağımsızlığı sağlama ve günlük yaşamı kolaylaştırmada çok yaralı olabilir.

Konuşma tedavisinde konuşma ve yutmasında güçlük olan bireylerde iletişim iyileştirilir. Konuşma terapistleri tarafından kullanılan teknikler egzersizler,ses eğitimi,özel aygıtlar şeklinde özetlenebilir.

Kognitif yani bilişsel işlevlerin iyileştirilmesi için belleği , dikkati,bilgi işlemeyi,muhakemeyi iyileştiren strateji ve tekniklerden yararlanılır. Terapistler tarafından zamanın iyi kullanılması , organisyon yöntemleri, bilgisayar kullanma gibi sorunları dengeleyecek yollar öğretilerek yaşam kolaylaştırılabilir.

Ms kişiden kişiye değiştiği ve herkesin MS’i kendine özgü olduğu için birçok MS’i olan kişi yaşamını aktif olarak sürdürebilir.

Bazı sınırlılıkları olan MS’li dostlar ise mesleki rehabilitasyon yolu ile enerjilerini en etkili şekilde kullanarak , iş yaşamlarını sürdürebilirler. MS ‘inin olup olmadığını iş arkadaşlarına açıklayıp açıklamamak kişinin kendisine bağlıdır.İş yaşamında karşılaşılan sorunlar bu açıklamayı gerektiriyorsa profesyonel bir yardım alarak bu güçlükler aşılabilir.

Multipl Skleroz ve Zihin-Beden Bağlantısı

 Zihin ve beden aslında ikisi ayrılmaz şekilde birbiriyle bağlantılıdır. Zihnimiz semptomları kötüleştirebiliyorsa neden ayrıca iyileştiremesin?

Zihin ve bedenden sanki iki ayrı şey gibi bahsediyoruz, ancak aslında ikisi ayrılmaz şekilde birbiriyle bağlantılıdır. Bedenimizin yaptığı neredeyse her şey beyin ve omurilikten, nam-ı diğer merkezi sinir sisteminden (MSS) gelen girdiler ile kontrol edilmekte veya düzenlenmektedir. Gerçekte bu yüksek etkileşim bize birçok farklı ortam ve durumda bir sağkalım mekanizması sağlamıştır – örneğin tarih öncesi çağlarda mükemmel avcı – toplayıcı olmamızı sağlamıştır.

‘Dövüş ya da Kaç’ Refleksi

Beyin tehlikeyi sezdiğinde, böbrek üstü bezlerinin (böbreklerin üzerinde yer alan) stres hormonları olan adrenalin ve kortizol salgılamasını tetikler. Bu durum bedeni eyleme hazırlamak üzere tasarlanmış çeşitli fizyolojik değişiklikleri tetikler: solunum ve kalp hızında artış, kan basıncında yükselme, beyne ve uzuvlara kan akışında artış, kan şekerinde hızlı yükselme ve sindirim sisteminde yavaşlama ve mide asiditesinde artış. Bu ‘dövüş ya da kaç’ refleksi atalarımızın sağkalımı için kritik iken, modern zamanlarda bizim aleyhimize işleyebilmektedir.

Problem beynin bir kaplan tarafından kovalanmak gibi gerçek bir fiziksel tehlike ile bu ayın kredi kartı faturasını nasıl ödeyeceğiniz konusunda endişelenmek gibi hayali bir korku arasındaki farkı anlayamamasıdır. Yaşadığınız gerginlik hissi ve kaynayan mide eyleme hazırlanan dövüş ya da kaç refleksidir. Bu nedenle stres uzun vadede sağlığınız için ciddi problemlere yol açabilir. Artmış kortizol düzeyleri immün sistemi zayıflatarak sizi soğuk algınlığı ve diğer enfeksiyonlar açısından artmış riske maruz bırakabilirken, adrenalin kan basıncını yükselterek kardiyovasküler sistemi strese sokabilir. Diğer bir deyişle fizyolojik durumumuz fiziksel sağlığımız üzerinde büyük bir etkiye sahiptir.

Zihin-Beden Bağlantısı

Bilim adamları beden ve zihin arasındaki ilişkiden uzun süredir haberdar olup, araştırmalarda zihnin immün sistemi nasıl etkileyebileceğini göstermiştir. Örneğin, tıp öğrencilerinden sınav haftası öncesinde ve sınav sırasında kan örneklerinin alındığı bir çalışmada öğrencilerin stres altında daha düşük T-hücreleri düzeylerine (bakterilere saldıran ve yok eden hücreler) sahip olduğunu gösterilmiştir.

Peki, zihnimiz semptomları kötüleştirebiliyorsa neden ayrıca iyileştiremesin? Sözde plasebo etkisi de bunun mükemmel bir örneği. Bir ilacın ne kadar etkili olduğunu değerlendirmek üzere, araştırıcılar genellikle gönüllüleri iki gruba ayırırlar – bir grup ilaçla tedavi edilirken diğer grup ilaca benzeyen ancak etkin madde içermeyen bir plasebo kullanır. İlginç bir şekilde bazı hastalıklarda plasebo alan bazı kişilerde de iyileşme olabildiği gösterilmiştir. Garip bir biçimde, bu durum plasebo aldıklarının farkında oldukları durumlarda bile meydana gelebilir. Bunun nedenleri tam olarak anlaşılamamaktadır ve artmış doktor ilgisinden kaynaklanıyor olabilir. Yine de bunların hiçbiri 2000 yıldan uzun süre önce ‘Her birimizin içindeki doğal iyileşme gücü iyileşmedeki en büyük güçtür’ diyen Hippocrates için şaşırtıcı olmazdı.

Sağlıklı Bir Tutum Takınmak

MS gibi zorlukları olan bir hastalıkla yaşamak bazen gereğinden fazla stres ve kaygıya yol açabilmektedir. Gerçekte, hastaların yarısından fazlası bir aşamada depresyon yaşamaktadır. Zaman zaman kaygılı hissetmeniz anlaşılabilir bir durumken, tüm veriler pozitif bir ruh halini korumanın sağlığınız için faydalı olabileceğini göstermektedir.

Meditasyonun, kaygıyı azaltmak ve kan basıncını düşürmek ile birçok sağlık faydasını beraberinde getirdiği gösterilmiştir. İster bir meditasyon kursuna katılın, ister giderek daha fazla popülarite kazanan telefon aplikasyonlarını indirin ya da her sabah on dakikanızı sessizce nefes almaya ve zihninizi temizlemeye ayırın; bu, zihinsel ve fiziksel sağlığınızda büyük bir fark yaratabilir.

Bilişsel davranış tedavisi – zararlı düşüncelerle başa çıkmamıza ve daha iyi başa çıkma stratejileri geliştirmemize yardımcı olan bir danışmanlık şekli – stres ve kaygı kontrolünde bir diğer faydalı araç olup, kronik yorgunluk gibi uzun vadeli bazı sağlık sorunları için giderek daha fazla kullanılmaktadır. Belki de en faydalı strateji sadece hisleriniz hakkında konuşmaktır.

Sağlıklı Beden, Sağlıklı Zihin… Daha Sağlıklı Beden

Zihinsel durumumuzun bedenimizi etkileyebileceği net olmakla birlikte, aslında durum iki yönlüdür. Egzersizin fiziksel faydaları uzun süredir bilinmekte olup, egzersizin zihinsel durumu da iyileştirdiğini düşündüren kanıtlar artmaktadır. Elbette, havuza girmek ya da kısa bir yürüyüş için spor ayakkabılarınızı ayağınıza geçirmek yorgun ve kaygılı anınızda yapmak isteyeceğiniz son şey olacaktır, ancak çoğu doktor bunu tavsiye etmektedir. Egzersiz strese karşı harika bir panzehirdir. Bahsettiğimiz stres hormonlarını hatırlayın – hani tehlike ile baş etmenize yardımcı olanlar. Egzersiz kortizol ve adrenalinin çok fazla yükselmesini önlemek için bir yol olup, bedenin istirahat kalp hızı ve oksijen alımını iyileştirir.

Ayrıca egzersizin beyinde size doğal bir neşe hali veren iyi hissettiren endorfin üretmesini tetiklediği de bir gerçektir. Hatta egzersizi antidepresanlar, terapiler (bilişsel davranış tedavisi gibi) ve plasebo ile karşılaştıran 30 çalışmaya ilişkin bir incelemede egzersizin hafif depresyon semptomlarının tedavisinde benzer bir etki sağlayabileceğini sonucuna varılmıştır. Endorfinlerin aynı zamanda immün sistemi güçlendirdiği ve ağrı algısını azalttığı gösterilmiştir – bir taşla üç kuş değil mi?

Düzenli egzersiz bedeniniz üzerinde daha fazla kontrole sahip olmanıza yardımcı olur. Bu da önemli olmayan şeyler için stres yapma olasılığınızın azalacağı ve yapılacak şeylerle başa çıkmanız gerektiğinde daha dirençli olacağınız anlamına gelmektedir.

Ms Semptomları

Multipl sklerozun farklı çeşitte birçok semptomu olabildiği için, insanların sorularının yanıtlarını internette araması şaşılacak bir durum değildir.  Sürekli bunun normal olup olmadığını mı düşünüyorsunuz? Bu tamamen normal!

Kronik hastalıkları olan yetişkinlerin %31’i, kendilerinde veya başka birinde hangi hastalıklar olabileceğini anlamak için internete başvurduğunu söylüyor. Multipl sklerozun farklı çeşitte birçok semptomu olabildiği için, insanların sorularının yanıtlarını internette araması şaşılacak bir durum değildir.  Sürekli bunun normal olup olmadığını mı düşünüyorsunuz? Peki şunu biliyor musunuz? Bu tamamen normal!

Multipl skleroz hakkında bilmediğimiz çok şey var, ancak kesin olarak bildiğimiz bir şey var ki, bu hastalık merkezi sinir sistemindeki sinirlerin miyelin kılıfında hasara neden oluyor.  Bu şu anlama geliyor: hastalık semptomları vücudun herhangi bir bölgesinde görülebilir ve herkesin MS deneyimi farklıdır.  Bunun yanı sıra, yorgunluk, uyuşukluk ve karıncalanma, bulanık görme, mobilite ve denge sorunları, kas güçsüzlüğü ve gerginliği gibi oldukça yaygın görülen semptomlar mevcuttur.  Çoğu hastada bu semptomların sadece birkaçı görülmekte olup, genellikle aynı anda ortaya çıkmamaktadır.  Ayrıca MS’in seyri önceden tahmin edilememektedir, bazı insanlarda semptomlar zaman zaman ortaya çıkıp daha sonra kaybolmaktadır.  Semptomlar (günlük yaşamı zorlaştırmasının yanı sıra) size oldukça endişe verici olabilir, ancak sizi neyin beklediğini bilmek endişenizi hafifletebilir ve mevcut duruma alışmanızı sağlayabilir.  Şu anda yaşadığınız semptom ne kadar tuhaf olursa olsun, bunun gayet normal olduğunu bilmek size güven verir.

Yorgun hissetme

Muhtemelen bu semptoma oldukça aşinasınız.  MS’li insanların yaklaşık %75’i, hastalıklarının herhangi bir aşamasında aşırı yorgunluk yaşadığını söylüyor.  Bu yorgunluk nedeniyle zaman zaman en basit fiziksel ve zihinsel aktiviteler bile bir mücadeleye dönüşebilir.  Enerji düşüklüğüne katkıda bulunan çeşitli faktörler mevcuttur, ancak MS’le ilişkili yorgunluk genellikle aniden ortaya çıkar, gün içinde kötüleşir ve genellikle ısı ve nemle birlikte artar.  Dolayısıyla böyle bir durum yaşıyorsanız, bunun tamamen normal olduğundan emin olabilirsiniz.  Doktorunuz MS dışı nedenleri ekarte edecek ve başa çıkmanızı sağlayacak faydalı stratejiler geliştirmenize yardımcı olacaktır.  Bu arada enerjinizin düştüğü zamanlarda kendinize anlayışlı davranın ve iş arkadaşlarınız, iş dışındaki arkadaşlarınız ve ailenizden yardım isteyin.  İşten izin almanız gerekiyorsa, alın.

Tuhaflık hissi

Herkeste zaman zaman ağrı görülebilir, ancak karıncalanma ve uyuşukluk veya “iğne batması” gibi normal olmayan hisler MS’in yaygın semptomları arasındadır. Bunun nedeni, hastalığın sinir hücrelerinin birbirleriyle iletişimini etkilemesidir.  Örneğin, kolunuz, gövdeniz veya yüzünüzde karıncalanma veya kolunuzda/bacağınızda uyuşukluk olabilir, bunlar genellikle hastalığın ilk belirtileridir.   MS tanısı koyulduysa, bu semptomların hayatınızın normal bir parçası olacağından emin olabilirsiniz.

Bazı insanlarda semptomlar genellikle yoğun efor sarf edilen dönemlerin ardından ortaya çıkar ve sonra kaybolur.  Bu gibi durumlarda bu semptomlar ne zaman ara vermeniz gerektiğini gösteren faydalı bir araç görevi görebilir.  Uyuşukluk ve karıncalanma kendiliğinden geçer, ancak geçmiyor ve sizin için gerçekten sorun teşkil ediyorsa, doktorunuza başvurun.

Yürüme güçlüğü

MS, beyin ve kasların iletişimini etkiler ve bu da kas zayıflığı veya ani kasılmalar (spazmlar) ve gerginliklere neden olur.  Denge ve koordinasyon da etkilenebilir.  Bu, zaman zaman yürümeyi zorlaştırabilir, örneğin hareketlerinizin yavaşladığını fark edersiniz veya zaman zaman yürümek için bastona ihtiyaç duyarsınız veya tekerlekli sandalye kullanmak dahi isteyebilirsiniz.  Doktorunuz size mevcut tedaviler hakkında bilgi verecek ve ayrıca sizi fizik tedaviye yönlendirecektir.  Mobilite sorunları engellilik hissi verse de, ciddi sakatlığın kaçınılmaz olmadığı unutulmamalıdır.

Göz problemleri

Görme sorunları MS’in başka bir yan etkisidir. Vakaların %20’sinde görme sorunları hastalığın ilk semptomu olarak ortaya çıkmakta ve MS’li hastaların yarısından fazlasında görülmektedir.  Optik sinirin enflamasyonu (optik nörit) yaygın sebeplerden biridir. Optik nörit görme bilgisinin beyne iletimini etkileyerek görme kaybı, renk körlüğü, flaş şeklinde ışık yanıp sönmesi ve gözün hareketiyle artan ağrıya neden olmaktadır.  Semptomlar genellikle tek bir gözü etkiler (tam görme kaybı nadiren görülmektedir) ve sorunlar genellikle geçici olup, dört – on iki hafta arası sürer.  Gözlerinizi mümkün olduğunca dinlendirmek faydalı olacaktır (örneğin dizüstü bilgisayarınız veya telefonunuzda daha az vakit geçirebilirsiniz), ancak gözlerinizdeki sorunlar sizi rahatsız edecek düzeydeyse, doktorunuza danışın.

Konsantrasyon güçlüğü

MS semptomları sadece fiziksel değildir, hastalık düşünce süreçlerinizi de etkileyebilir.  MS’li hastaların neredeyse yarısında konsantrasyon güçlüğü, hafıza ve problem çözmeyle ilgili sorunlar gibi bilişsel sorunlar görülmektedir.

En iyi durumda bile harita okumak ve bulmaca çözmek yeterince zorken, zaman zaman en basit zihinsel işlemler bile zor görünebilir. Bu semptomlar genellikle aralıklarla ortaya çıkar ve strese yanıt olarak alevlenebilir, bu nedenle stres yönetimi hastalıkla mücadelenin önemli bir parçasıdır.  Kendinizi bilgisayar ekranınıza boş boş bakarken buluyor veya toplantılarda konsantre olmakta zorlanıyorsanız, zihniniz tekrar tam kapasiteyle çalışmaya başlayana kadar sorumluluklarınızı azaltıp zihninizi dinlendirmek için kendinize zaman tanıyın.

Sürekli tuvalet ihtiyacı duyma (veya aniden tuvalete gitmek isteme)

Kimse bundan bahsetmek istememesine rağmen, tuvalet sorunları MS’in yaygın semptomlarından biridir. MS’li insanların yaklaşık %80’inde mesane sorunları ve yaklaşık %68’inde genellikle kabızlık olmak üzere bağırsak sorunları görülmektedir.  Vücudun alt kısmındaki sinirlerde meydana gelen hasar tuvalet fonksiyonlarını düzenleme becerisini etkilediği için, bu semptomlar genellikle mobilite sorunlarına eşlik etmektedir.  Buna ek olarak azalan mobilite bağırsak tembelliği ve kabızlığa neden olabilir.  Sürekli veya aniden tuvalete gitme ihtiyacı duyabilir, mesaneyi boşaltma sorunları ve kabızlık yaşayabilir veya bunlara bağlı olarak birtakım kazalar yaşayabilirsiniz.  Doktorunuz sizi bir bu konuda uzmanana yönlendirecek ve bu uzman ilaç, mesane eğitimi, sıvı alımının düzenlenmesi veya diyet ve yaşam biçiminde değişiklik gibi yöntemlerle size semptomlarla başa çıkma yolları hakkında bilgi verecektir.

Ağrı ve sızı

MS’li insanların yaklaşık %80’inde hayatlarının herhangi bir aşamasında ağrı görülmektedir.  Bu ağrıların çok zorlayıcı olduğu doğru, ancak bu semptomun hayatınız üzerindeki etkisini minimize etmeye yönelik birtakım yollar var.   Tedavi ağrının nedenine bağlı olarak değişmekle birlikte seçenekler arasında ilaçlar, fizyoterapi veya ikisinin kombinasyonu yer almaktadır. Doğrudan nedenlerin yanı sıra ağrıyı artıran başka faktörler de mevcuttur.  Bunlar arasında sıcak, soğuk, yetersiz uyku, yorgunluk ve mobilite sorunları ve ayrıca stres, depresyon veya anksiyete yer almaktadır. Bu sorunları çözmeye çalışmak ağrı algınızı azaltacak ve ağrının hayatınız üzerindeki etkisini minimize edecektir.

MS semptomlarının zorlayıcı olduğu inkar edilemez bir gerçektir.  Semptomlar çok çeşitli olmalarının yanı sıra genellikle küme halinde meydana gelir ve yaşam kalitenizi ciddi şekilde etkileyebilir.  Ancak bir kenara çekilip sessizce bu ağrıları çekmemeniz gerekir.  Semptomlar hakkında doktorunuzla görüşün, doktorunuz size faydalı olabilecek başa çıkma stratejileri ve tedaviler hakkında bilgi verecek ve başa çıkmanıza yardımcı olacak doğru kişilerle iletişim kurmanızı sağlayacaktır.  Semptomlarıyla nasıl mücadele ettikleri konusunda diğer MS’li insanlarla konuşmak aynı zamanda size güven verecektir.  MS için (henüz) bir tedavi olmayabilir, ancak beraberinde getirdiği rahatsız edici semptomların tedavisine yönelik çok sayıda yöntem var.   Sadece biraz sabırlı olmanız ve evet, belki de biraz Google’da araştırma yapmanız gerekiyor.

Ms ve Yorgunluk

MS te yorgunluk MS’in farklı semptomlarının getirdiği farklı nedenlerin bir kombinasyonunu içerebilir. Peki yorgunlukla nasıl baş edebiliriz?

Bunu bile okuyamayacak kadar yorgun musunuz? Çoğumuz fırsatımız olsa işten izin alarak bütün günü yatakta geçirebiliriz. Sonuçta hayat fazla telaşlı hale geldiğinde ve uyku bir lüks olduğunda, yorgunluk hepimizi etkiliyor. Ancak biraz yorgun hissetmek ve bitkinlik yaşamak oldukça farklı iki durumdur – MS ile yaşayan herhangi bir kişi size bunu açıklayabilir. Yorgunluk tipik olarak aşırı eforun bir sonucu olup genellikle birkaç saat ekstra uyku ile ortadan kalkar. Diğer taraftan bitkinlik günlük enerji yoksunluğudur; ne kadar uyunursa uyunsun azalmayacak aşırı halsizliktir. Kısa sürelerde meydana gelebilir (bir ay ya da daha az –“akut” yorgunluk), ancak bazı kişilerde çok daha uzun sürer (6 aya kadar hatta daha uzun süre – “kronik” yorgunluk). Ne yazık ki, bu aşırı tükenmişlik hissi MS’nin en yaygın semptomlarından biri olup, MS’in görüldüğü kişilerin en az %75’inde bildirilmektedir.

MS’li kişilerdeki yorgunluk karmaşık bir konudur ve MS’nin farklı semptomlarının getirdiği farklı nedenlerin bir kombinasyonunu içerebilir. Örneğin katılık ve güçsüzlük gibi kas değişiklikleri fiziksel aktiviteleri zorlaştırarak yorgunluğa katkıda bulunabilir; diğer taraftan geceleri yaşanan mesane problemleri veya mesane ağrısı düzenli olarak uykuyu bölebilir. Depresyon – MS’li kişilerin yaklaşık yarısını etkileyen – bir diğer yorgunluk nedenidir. Ancak zaman zaman sıfırı tükettiğinizi ve en basit fiziksel ve zihinsel görevlerin bile belli bir neden yokken çaba gerektirdiğini hissedebilirsiniz. Araştırıcılar sadece MS’li kişilerin yaşadığı çok spesifik bir yorgunluk tipini tanımlamaktadır. Bunu “dermansızlık” olarak isimlendirmektedirler ve bunu farklı kılan, hiçbir fiziksel bozukluk veya depresyon ile ilişkili olmayışıdır. Bu MS ile ilişkili bitkinlik genellikle her gün yaşanır ve ‘normal’ bitkinlikten çok daha kötü olabilir. Günler geçtikte daha da kötüleşebilir ve ısı ve nem ile artabilir. Hatta iyi bir gece uykusuna rağmen sabah erkenden bile görülebilir.

Beyindeki Değişiklik ve Yorgunluk

MS’de birçok kez karşılaşıldığı üzere, yorgunluğa tam olarak neyin neden olduğu bilinmemektedir. Bazı uzmanlar düşük enerji düzeylerinin beynin hasara adaptasyonundan kaynaklandığını düşünmektedir. Beyinde lezyon veya skarlaşma varlığı (MS’nin bir diğer semptomu) yorgunluğu etkileyen bir faktörler gibi görünmektedir. Yorgunluk yaşayan kişilerin MRG görüntülemesinde yorgunluk yaşamayanlara kıyasla aktiviteleri yerine getirmede daha büyük beyin alanlarını kullandığını gösterilmiştir. Diğer bir deyişle, hasar olan bölgede beyin sinir mesajlarının geçeceği alternatif yollar aranmakta, bu da daha fazla enerji harcanmasına yol açmaktadır – tıkalı bir yoldan kaçınmak için arabanızla sapaklara girmeniz sonucu bu süreçte daha fazla benzin kullanmanız gibi. Ancak MS’i sadece beyindeki lezyonlar etkilememektedir. MS’li kişilerde yürütülen bir çalışmada beyindeki aksonlarda meydana gelen bir hasarın yorgunluk ile ilişkili olabileceği bulunmuştur, çünkü beynin hasarı telafi etmesi belli bir görevi yerine getirmek için gerekli eforun daha yüksek hissedilmesine yol açabilir. Özellikle parietal lobdaki değişiklikler (beynin dokunma, basınç, sıcaklık ve ağrı gibi duyusal bilgileri işlemesinden sorumlu kısmı) kronik yorgunlukla ilişkili görünmektedir. Beyin oldukça kompleks bir organ olup, kronik yorgunlukta rol oynayan prosesleri tamamen anlamak için daha fazla araştırma gerekmektedir.

MS ve Uyku Kalitesi

Piliniz bitmiş gibi hissetmenizin bir diğer nedeni uykusuzluktur. Ne yazık ki, MS’nin birçok semptomu (mesane ve bağırsak sorunlar, kas spazmları ve hatta depresyon gibi) gece uykunuzu kaçırabilir. Birçok kez biraz kestirseniz de, uykunuzun kalitesi uyku apnesi olarak bilinen bir rahatsızlık nedeniyle kötü olabilir. MS’nin neden olduğu beyin değişiklikleri uyku sırasında solunumunuzu etkileyebilir ve düzensiz hale getirebilir ve solunum yolları tıkanabilir. Sonuç olarak oksijen düzeyleri gece boyunca olması gerekenden düşük olur ve uyku bedeni gerektiği gibi tazeleyemez. Güncel bir anket MS’li 5 hastadan birine resmi olarak uyku apnesi tanısı konduğunu gösterirken, MS’li kişilerin uyku paternlerinin değerlendirildiği önceki bir çalışmada hastaların yarısından fazlasında uyku düzensizliği görüldüğü tespit edilmiştir.

Kronik Yorgunluğun Tedavisi

Enerji düşüklüğü yaşamınızı güçleştiriyorsa, doktorunuzla sorun hakkında konuşmanız önem taşımaktadır. Doktorunuz eğer sizde varsa uyku apnesini ele alacak ve  tiroid hormon düşülküğü ya da anemi gibi diğer hastalıkları eleyecektir. Yorgunluğunuzun nedeni MS’e bağlı ise doktorunuz sizinle neler yapılması gerektiğini konuşacaktır.

Bu arada kendi kendinize yapabileceğiniz birçok şey vardır:

  • Önceliklerinizi belirleyin – yapılacaklar listesinde sadece önemli işlere yer verin ve mümkün olduğunca fazla dinlenin.
  • Siesta yapın – geceleri iyi uyuyamıyorsanız, öğlen kısa süreli bir şekerleme enerji düzeylerinizi artırmanıza ve günü kurtarmanıza yardımcı olabilir.
  • Kendinizi serin tutun – MS’de vücut sıcaklığı arttıkça yorgunluk kötüleşir. Gün içerisinde kolaylıkla çıkarabileceğiniz giysiler giyerek aşırı ısıdan kaçının.
  • Ortayı bulun – Yorgunluk MS’li birçok kişinin çalışmayı erken dönemde bırakmasının başlıca nedenlerinden biridir. İşvereninizle enerji düzeylerinizi en iyi kullandığınız (örneğin erken başlayıp erken bitirmek faydalı olabilir) esnek saatler hakkında konuşun ve iş yükünüzün ne kadar uygun olduğunu tartışın. Evden çalışmak da iyi bir seçenek olabilir.
  • Aktif kalın – evet, yorgunken yapmak isteyeceğiniz en son şey olabilir, ancak düzenli egzersizin MS’li kişilerde yorgunluğu azalttığı bulunmuştur. Gezinmek ve yüzmek gibi orta düzeyde aktiviteler bile kan akışını artırmakta ve iyi hissetmeyi sağlayan beyinden salınan bir kimyasal olan endorfin salımını tetiklemektedir.
  • Abur cuburu kesin – yorgunken bisküvi ve cips gibi ağır, kalorisi yüksek besinleri tüketmek cazip gelebilir. Gerçekte, bunlar gibi işlenmiş basit karbonhidratlar kan akışına ani şeker salımı insülin salınmasını tetikleyip, kısa sürede enerji tükenmesine yol açacağından durumu kötüleştirmektedir. Daha dengeli bir enerji kaynağı için kepekli ekmek ve makarna, sebze, baklagiller ve tam tahılda bulunan kompleks karbonhidratları tercih edin. Bu kompleks karbonhidratlar daha yavaş ve kalıcı bir enerji salınması ile öğlen hissettiğiniz tükenmeden kaçınmanıza yardımcı olacaktır.
  • Yardım isteyin – başa çıkamıyorsanız, yardım isteyin. Arkadaşlarınız ve aileniz size yardımcı olmaktan mutluluk duyacaktır. Hastalığın görüldüğü diğer kişilerle enerji düzeylerini nasıl koruduklarına dair konuşmak da yardımcı olabilir.

Her şeyden önemlisini kendinize iyi davranın. Yorgunluk MS’nin görünmeyen bir semptomu olabilir, ancak bu onun olmadığı anlamına gelmez. Bedeninizi dinleyin – ve bunun anlamı düzenli olarak işten izin alıp günü yatakta geçirmekse, öyle olsun.

Ms ve Aşırı sıcaklar

Ms ve Sıcak havalar

Sıcaklık değişiklikleri multipl sklerozlu kişiler için sorun yaratabilir.

Bazı şarkı sözlerini hatırlayın: “bazen sıcaksın, bazen soğuk; bazen evet diyorsun, bazen hayır, bazen içeridesin, bazen dışarıda, bazen iyisin, bazen kötü .” Tanıdık geldi mi?

Yılın bu zamanı Kuzey Yarımküre’de insanlar üşümemek için kat kat giyinip çay içerek ısınmaya çalışırken, dünyanın diğer yarısında insanlar havuzlarda serinleyip plajların keyfini çıkarıyor.

Nerede olursanız olun, büyük ihtimalle şu anda aşırı sıcaklıklara maruz kalıyorsunuz, karlı ve adeta buz kesen bir havadan aşırı ısınmış iç mekânlara giriyor ya da kavurucu güneş ışığının altındayken birden klimalı ortamlara geçiyorsunuz.

Bu tür sıcaklık değişiklikleri herkes için zorlayıcıdır, ancak multipl sklerozlu kişiler için deyim yerindeyse her gün Sahra Çölü ile Sibirya arasında yapılan bu yolculuklar sorun yaratabilir.

Sıcaklık Dalgalarıyla Başa Çıkma

Isının MS’li insanları etkilediği ve semptomlarında kötüleşmeye neden olduğu yaygın olarak bilinmektedir.  Nitekim, 2011 yılında yapılan bir çalışma, MS’li insanların yarısından çoğunun sıcağa karşı duyarlı olduğunu göstermiştir.  Vücut ısısındaki en ufak artış (sadece 0.25 – 0.5°C); bazı insanlarda denge sorunları, halsizlik, yorgunluk veya görmede değişikliklere neden olabilir.

Aşırı ısıya bağlı bulanık görme gibi semptomların kesinlikle önlenmesi gerekmekle birlikte, neyse ki bu semptomlar genellikle geçicidir ve vücudunuz ısınız düştüğü zaman normale dönecektir.  Bu yalancı alevlenmeler genellikle ek sinir hasarına yol açmamaktadır.

Brrrr…Kış Soğukları

Düşük sıcaklıklar da daha seyrek olmakla birlikte MS’li insanlar için sorun yaratabilir.  Fransa’da MS’i yakından anlamak için yapılan çalışmada 191 MS’li hastanın 147’si (%77) sıcağa duyarlı olduğunu bildirirken, %20’si (%10) soğukta hastalıklarının kötüleştiğini bildirmiştir.  Hatta on dokuz kişinin semptomları sıcakla birlikte düzelme göstermiştir.

Kış havası MS semptomlarını iki farklı şekilde etkileyebilir, yani bir semptomda geçici bir düzelme sağlarken, başka bir semptomu kötüleştirebilir.   Kışın MS’li hastalarda duyusal semptomlar veya mobilite sorunları görülebilir.  Spastisite ve sertliğe ek olarak düşük sıcaklıklar ve kış havası yorgunluk artışı ve depresyona neden olabilir, ancak bunlar aynı zamanda yorucu mobilite sorunlarından kaynaklanabilir veya yetersiz gün ışığı alımıyla ilişkili olabilir.

Bazı MS’li hastalarda aynı zamanda Raynaud sendromu adı verilen bir durum görülmektedir, bu sendromda el ve ayak parmaklarındaki kan dolaşımı oldukça yavaşlar ve bu durum soğuğa tepki olarak renk değişikliği, ağrı ve uyuşukluğa neden olur.  Bazı hastalarda ise MS kucaklaması (hug) görülebilir.  Bu, kaburgalar arasındaki küçük kasların spazmından kaynaklanan, göğüs ve karın bölgesi etrafında hissedilen sıkışma hissidir, bazı durumlarda sadece rahatsızlık hissi verirken, bazen ağrılı olabilir.

Semptomları ısıyla kötüleşen hastalarda olduğu gibi soğuğun neden olduğu veya artırdığı semptomlar da vücudunuz ideal ısısına döndüğü zaman ortadan kalkacaktır.  Soğuğa karşı duyarlılık daha az bilinen ve hakkında daha az konuşulan bir durum olmasına rağmen, düşük sıcaklıklarda multipl skleroz semptomlarınızda kötüleşme yaşıyorsanız, yalnız değilsiniz.

Peki ne yapmak gerekiyor?

Elbette hepimiz rahat ettiğimiz sıcaklıklarda bulunmaya çalışırız.  Yaz sıcağı MS’inizin alevlenmesine neden oluyorsa, vücudunuzu serin tutmak için birtakım önlemler alabilirsiniz. Bunlar arasında soğuk içecekler tüketme, soğuk duş alma (ancak bunu acele etmeden ısıyı yavaşça düşürerek yapın) veya klimalı ortamlarda bulunma (Kutup havası yaratmaksızın makul bir şekilde soğutulan ortamlar) sayılabilir.

Ayrıca piyasada pasif veya aktif soğutucu giysiler gibi daha sofistike çözümler mevcuttur.  Sıcağa duyarlı insanların aşırı ısınmadan kaçınması gerekir, ancak bunu bahane göstererek bütün bir yazı kanepenin üzerinde geçirmeyin! Sıcağa duyarlı insanlar da egzersiz yapabilir, örneğin havuzda yüzebilir, su aerobiği yapabilir ve hatta suda kondüsyon bisikleti kullanabilir.

Öte yandan multipl skleroz semptomları soğukla birlikte ortaya çıkan insanların da kışın dikkatli olması gerekir.  Soğuk sizin için bir sorun teşkil ediyorsa, sık sık sıcak yiyecek ve içecekler tüketin ve deyim yerindeyse lahana gibi giyinin, yani aşırı sıcak bir odaya girdiğinizde dahi ideal vücut ısınızı korumak için birkaç kat giyinin.

Burada önemli nokta şu: yapmanız gerekenleri abartmayın. Evinizi saunaya çevirmeyin ya da kendinizi buz banyosuna sokmayın.  Ve MS kişinin soğuk veya sıcak algısını değiştirebileceği için, buz torbalarını veya ısı pedlerini kesinlikle doğrudan derinize temas edecek şekilde bırakmayın. Sıcak su torbasını kullanırken yanmak istemezsiniz.  Özetlemek gerekirse: Ne üşüyün, ne de terleyin!